DİRİLİŞGünler çekildi köşesine Öğlesine doğuyor güneş sonra batıyor inadına, Hayat, yaşamak istemese bile yaşatıyor insanı Sırtımda kaç bıçak alevi varsa hayat buldu gidişinle Her gidenin ardından salladığım eller bıçak oldu Nefret oldu her giden Gözlerimde benzer kareler Bir varmış bir yokmuş masalları Pembe düşler kurduğum zamanlarım Bir okulun soğuk koridorları Beni bırakıp gidiyor babam Peşinden koşuyorum Mevsim sonbahar Toprak bir yol götürüyor beni babama Kavakların sarı yaprakları yolda Rüzgârla söyleşen Ulu kavaklar gülüyor halime, Koşuyorum “Baba,bırakma beni” Çocuk çelimsizliğinde bacaklarım Bacaklarıma kızıyorum Az kaldı yetişeceğim Demir kapıdan çıkıyor babam Kapattılar üstüme demir parmaklıları Babam ardında ”Baba bırakma beni” Demirin soğukluğu vuruyor yüzüme,küçük ellerime Gerçek,demirin soğukluğunda beliriyor Gerçek buysa, her yalan güzel Sesim bana bile uzak Sesim ben kadar uzak “baba,bırakma beni” Kısa zamana sığdırılmış dostluklar Zamanı gelince yitip gidiyor El sallıyorum Ezbere otobüslerin ardı sıra Alışmıştım, Alıştırmıştım ürkek yüreğimi Ama hiçbir giden bu kadar kanatmamıştı beni Sensizlik kadar Sensizlik... Sessizlik... Perde kıpırdamaz oldu Rüzgâr esmez oldu Ölü sessizliği Dinle sevdiğim, Biri öldü Arkanı dönüp gidiyordun o sırada Sen görmedin Biri öldü o gece Çıplak ayaklarım buz kesti, Gardrobun köşesinde Kaç saattir oturuyorum? Saat kaç oldu? Yitik zaman çanları çalıyor İnanmamaya yeminli gözlerim seyrediyor boşluğunu İşte tam karşımda duruyor gerçek Yeni boşalmış dolap, Sıcaklığın taze. Her şeyini almışsın, Anladım; dönmeyeceksin. Dermanım yok kalkmaya. Boğazımda düğümlenmiş ip, Hıçkırıklar içinde ağlasam da nafile. Bilirim; dönmeyeceksin. Seni beklemekten yoruldu zaten bedenim. Gece düşmekte. Işıkları açamam. Her yerde sen varsın Küllükte son içtiğin sigara izmariti, Dolapta sevdiğin pasta, Fotoğrafların yerlerde, Dokunduğun yerlerde izin kalmış. Gözlerimde hep aynı senaryo. Sen, alelacele topladığın bir valizle kapıdasın, dilimde çocukluktan yadigar dualar “bırakma beni,sevdiğim” Gidişini görmemek için kapatıyorum gözlerimi Karanlık bile daha renkli gidişinden “gerçek”diyorsun “gerçek bu” gerçek buysa, her yalan güzel Kapılara küskünüm Çarpılıp duruyorlar rüyalarımda Her kapı sesi acı bir çığlık Gece sızdı pencerelerden odalara Gece saklıyormuş tüm kederleri Doğruymuş meğer Körebe oynuyor şimdi gece ve keder Yalan doldu odalara Ne beni ilk bırakan babam var, ne de son giden sen zorlayarak kanı çekilmiş bacaklarımı doğrultum kanlı bir ihtilal var içimde yaram ağır ama yaşamalıyım Artık dindi yağmuru gözlerimin Açtım pencerelerimi İçime çektim temiz havayı Gidişinden beri bu ilk nefesim Yağmur başlıyor Toprak kokusu,gül kokusu ve İçimde cam kırıkları Bircan |