Toprak Hüzün Biriktiriyor
Bir ölüm daha uğurlanıyor öfkeli omuzlarda
Toprak hüzün biriktiriyor aydınlığa inat Siyah güller karanfilleri eziyor Hangi yanımız ölüm bilmiyoruz Sol yanımızda depreşiyor ağrı Öfkeyle nefes alıp veriyoruz Gövdemizin sinesinde bir sitem Yarınsız sloganlar atıyoruz. Vakit hayatın portresinde suskun çığlıklarda Ekmek kaygısındaki evlere ateş düşüyor ‘Yakıyor düştüğü yeri ah ateş’ Sitemkâr sızılarla başsağlığı dileniyor Çerçevede bir gülüş siyaha sarılmış Tabutlar taşınıyor denizaşırı hicrana Kurşun politik açılımlar hedefliyor Bildiğimiz tüm dualar infilakta şimdi Al bayrağın altında Mehmet üşüyor. ‘Dikilitaş’ olacakmış askerim, dilinde isyan Uğurlanan canları almıyor artık meydan Beyaz bir kefene akıyor anaların gözyaşı Kan bedelleri işleniyor yürek yazmalarına İçli öfkelerin çığlıkları kulakları yırtıyor. Aydınlık şafakların sınırsız gövdelerinde Alnına ‘şafak’ doğuyor sevecen umutların El yarayı okşuyor, dudakta ‘tez gel yârim’ Saatler meçhul davaların dosyalarında Pusulasız hınçların hedefini arşınlıyor. Vurgunlar son tango/pusularda çiçek tohumu Yaşamla sobe oynuyor tüm siyasi söylemler Sevdalar kırık düşlerin parmaklarını okşuyor Bir ah çığlığı ki ah, çıkar ilişkileriyle ziftleniyor. Ölüm tespihlerinde pusatsız yangınlar dostlar Mecal bırakmadılar isyan bayraklarını sallamaya Kendi yangınlarımızın parmaklıklarında diş izleri Yudumladığımız yalanların tabletlerinde riya Yüreğimizin pimini çekti kirli elleriyle düşman Düşlerimizin mezarlıklarına elbet gelecek bayram. Selahattin Yetgin |
Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Sevgi ve saygılarımla.