AZAP ATEŞİ
Nerden geldiğini bilmediğim bir ses bu,
Çınlatıyor tüm kulakları, ağlatıyor yürekleri. Nasıl doğduğunu anlayamadığım bir güneş bu, Yakıyor bedenleri, yakıyor göz bebeklerini Savuruyor bulutlar, destan olmuş ay parçasını Saçılıyor dört bir yana parlak yıldızlar. Korkutuyor Azrail, sineleri ve yosunlaşmış kalpleri Duyuluyor her yerden cehennemdeki çığlıklar. Sen istemesen bile gözler konuşur o gün. Ey insanoğlu! İşte senin korktuğun ölüm! Zorla götürürler seni korkunç çukurluklara. Ey insanoğlu! Vicdanın konuşur o gün! Ta uzaktan duyulur lavların korkunç sesi, Sen mi işletirsin dünyada zulmeti? Fokur fokur kaynar, içine çeker cümle âlemi, Yakar en kuvvetlisiyle o hain kâfiri! Kullar kurtulmak için sırasını bekler, Cehennemden yukarı sallanır eller. Merhamet olduğu için yanmaz o kalpler, Yandıkça tekrar beden kendini yeniler. Söylediğin ufak bir kötü söz terazini çoğaltır, Beyaz yalan dediklerin yüz bin sene seni ağlatır. Gıybet edip yerdiklerin yakana yapışır, Ateş selinden çıkınca kafanda bir damga kalır. Dünyadayken aşk ateşi asla sönmez derdin, O söndü ama bu nar muhakkak bitmeyecek. Kalbimde yanan kor bir kız için derdin, O kız yok ama bu bekçiler hiç susmayacak. Beden çürür yok olur ama yine ölmezsin! Her bir parçan yerlere serilir, feryat edersin! Çok övdüğün o saçlar ateş topuna döner! Uzattığın tırnaklar yüzünü keser delirirsin! Erkeğin taktığı küpe döner orada ateşe, Kıza benzeyen erkek çürür o pis lanetle! Zina eden kulun gözlerine girer bir halka, Gusülsüz basan ayakların azabı başka! Girer nardan bir ok Allah yok diyene! Kızgın ateş damgalanır Mecusi’nin çehresinde. Haykırır herkes “keşke toprak olaydım“ Hakkı bulmak için sorup soruşturaydım! Ama bunlar nafile! Artık girdin cehenneme! |
Rabbim Cehennemden bizleri korusun