HİCRAN
Gökyüzüne yasladım başımı
Hicranı seyredaldım Meşakkatli bir keder Bulutların arasından geçip gidiyordu. Kıvrım kıvrım hayaller Dans ediyordu. Bir karınca uzanıyordu arzdan semaya doğru. Merdivenlerden çıkıyordu gökkuşağı Zifiri yürekleri nura kavuşturmaya Mavisiyle deryaya Sarısıyla hülyaya Yeşiliyle huzura. Beyazıyla sonsuzluğa. Belki âlâ bir at uçuracak sineni, Haydi diyecek haydi yolcu! Sesine ses vermeye gidiyoruz hicranın Dur diyecek, tam zamanı duanın. Ellerini, yüreğini aç arşa “Ol” deyince oldurana, Şer dönüştü bile hayra. Nasıl güçlü kıldı seni bak, Nasıl çözüldü hicranın düğümleri Artık her şey âyân Haydi nefis haydi uyan. Huzur Onda, “O” ki ruh-u revân Ağla, durma ağla diyordu yıldız, Kainat titresin, Tevbelerle süslensin ay, Ve “Ol” dediği an Yaradan Berraklığınla sarılsın saray Hicranın hafiflemiş ey yolcu! Solgun ruhuna güneş Hissiz nefsine peşkeş, Issız kalbine eş olmuş. Ve bu öyle bir tümce ki, Benden öte. Kimim ben ki, ben adem Bilmem beni, ben Senden. Anlamaz ki ârif bile Hak istemezse gelmez dile Lutfetti nurunu “halîm” olan, Dizeler aktı, döndü sele. Nasip ettin bana ya Rab, Zikir sana, şükür sana. Bütün hamd-ü senalar sana Süheyla Güneş |
Yüreğinize sağlık
Kaleminiz Kavi
Gönlünüz abad olsun.
Selâm ve Duâ ile
Sevgiler Saygılar.