Sebep sensiz gönülde filizlenen esinsin!Yüreğin hazin sesi yine sükuta amade kılındı Edebin sahnesinde ruhum abat olan yar için hicranla kamçılandı Gam kapısını araladı, elem sinemi kuşatıp meraka saldı Bilmem ki boyun büktüren aşkı hasret niye içimde sürura hüzünlü baktırdı Söyleme artık fırakın gailesini Sirkatin defilesinde sahnelelen perişanlığın muzdarip bırakan yadını Ki bahtın efkarında firkatin sultanını Gülün endamlı senasını, dikeni içinde vucut bulan sevdayı aşkı hülyasını Senin cevrin, senin zülmün Ruhumu şad eğleyen mahzunluğun ve serdettiğin ülfetli melal-i sabrın Ne söylesen, nasıl dilersen ve hatta sürükleyerek çürütsen Razıyım, iknaya ram olan canım, esininle aşkın ikliminde nefesine muhtacım Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa Kavuşmaya fırsat bulamadan ruhun hilkatinde sevdaya vasıl olan sadıksa Sine-i badirede yanmak ve dağlanmak yüreğin için arsa Var git nasibin vadettiği yolculuğa, hicran ruhumda ihtilal yapsa da Dil konuşmaya hasret kalırken gözler ufukların kadrinde umut içinde nefesi müdeetini beklerken Hergün bin bir hal ile nasibi mukadder an göçüp derdi gam ile çileleri derlerken Halime acırım, aşk için varım, sevdayı hakikat yolunda refik sayarım Bela bir lütfü inayettir korkma Her müsibet hayrete taş çıkartan bir hakikattir metanetle kat’a soluma Aşk vecdi sultandır, merhalelerinde aklı selim olmak ne kadar izana kardır Vuslat için yakarmak, takvayı şekliyetten ayırmak ihlasın için en kütsi yarardır Bir yetimin mahzunluğu kime ardır Ve hatta açlıkla pençeleşen enikler sosyolojik olarak ölümlü gamdır Vesile aramak, inayet için safahattan feragatlık yapmak lütfu ilahi olarak aşktır Yarış kul olmakta, ruhun aidiyetini anlamakta, takvanı ilzam olan sanatında vakıadır Mustafa CİLASUN |