mektupların
sana bir mektup yazıyorum bu sabah
gözlerimi henüz açmışım yüzümü dahi yıkamadan elime almışım kalemi sadece bil yeter seni ne kadar sevdiğimi üzerimde senin hediye ettiğin geceliğim masamda seni düşünürken gözlerimin daldığı fincan en sevdiğin kitabın masamda duruyor en sevdiğin sözün yazılı olduğu sayfa açık kalan ’’hayır sevgilim...! hayır beni bırakma... biz bu acıların daha fazlasını da gördük...’’ umutsuzluğa kapılsamda sık sık seni düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi yoldan geçen satıcı dahi seni hatırlatıyor bana hatırlıyorum işte nasılda gülerdik birlikte onların bağırışlarına sözün kısası ben yine özledim seni diyeceksin ki bana ’’hiç özlemeden gün geçirdin mi?’’ hayır diyeceğim sana yada sadece susacağım beni anlaman için hani o çok sevdiğin sandığın vardı ya onda saklıyorum bütün mektuplarımı hani olurda birgün beni hatırlamasan bile o sandığı hatırlarda açıp bakarsın diye.... |