Çarem Ol Çorum Bana
Mevsim sonbahar Belediye Parkında,
Özlemler yığın yığın, öbek öbek.. Burası ne sıladır bana, ne gurbet. Süslendin mi saatli kule? Düğünün mü var bu süs kime? Işıklar dökülüyor eteklerinden, Düğün kurulmuş yakılmış kazanlar, Keşkekler dökülür kepçelerinden. Acılar sevinçler çifte kavrulmuş, Leb demeden leblebiyi bilen, Leyla’sına mı kavuşmuş? Hıdırlık yolum düşse sana, Eski dostlar sende mi bulunur? İtibarım eskiye nur yağsın üzerime, Taşlardan ben çıkar benden içeriye. Arınsam Güpür Hamamında, Ben, beni yıkasam… Ulucami’nin çifte minaresi, Çifte yürek çifte şerefesi, Duysam onlardan yükselen sesi, Ben, beni arındırsam… Yaralarımı sarsın Osmancık Medresesinde Akşemseddin, Tarihim yazsın Âşık Paşa oğlu Paşazâde, Arzuhâlimi iletsin Yedi Sekiz Hasan Paşa, Yaram derdim aştı beni benden ziyâde. Yürütsün kötürüm ruhumu, ey dost! İsmail Kutsî Kastamonu’ya götürsün. Yazsın Ebu Suud Efendi, desin “el cevap”, Çözüm olsun umursuzluklara. Alaca aladır hala, aladır hâlâ, Dünyam karadır bala, yağ karışmaz bala. Sırtımda hörgüçtür Tümülüs Dert büyüktür şanda, adı Alacahöyük’tür. Oğuz’un çocukları soy soyluları, boy boyluları, Dodurga’sı, Bayat’ı, İskilip’i, Kargı’sı, Laçin’i, Boğazkale’si, Mecitözü, Sungurlu oğlu, Oğuzlar’ı, Ortaköylü, Uğurludağlı, Hattuşaş konakları, hanımları, beyleri, Duyar mısınız beni? Mevsim kışa döndü Belediye Parkında, Ne kadarda kısaymış sonbahar meğer, Yağmur ol, kar ol yağ üzerime değer. Ya gurbet ol bana, ya sıla, Çarem ol Çorum bana. Abdülkadir Kalay |
Çarem ol Çorum bana.
Güzel şiirinizle tarihi Çorum'u doyasıya yaşamak ne güzeldi.
Tebrik ve teşekkürlerimle.