Anlıyorum
anlıyorum
gidişin bir vakti dolduracak tehir değildi gözlerime bıraktığın karanlıktan anlıyorum vakur bir tarihin koşulsuz yanlızlığı imiş meğer bu yüzden soğuktu ellerin sanırım bu yüzdendi bu zamansız göç sırtıma bıraktığın dağlardan anlıyorum anlıyorum içimdeki acılara çıkmaz sokakları neden tarif ettiğimi yanlış adreslere ödediğim kefaretlerden biliyorum bu dar mekanlarda saklıyorum acziyetimi t/adım tuzum kalmasın artık ortalıkta öyle ya da böyle ben kendim hazırladım kendi kıyametimi ölü balıklar misali karaya vurmuş hislerimden anlıyorum anlıyorum kollarım neden kalkmıyor neden bir sus payında boğuluyor bu çığlıklar mizandan geride kalan kupkuru dara kalışımı anlıyorum ve yüzümü aynalardan kaçırışım sokak diplerini mesken tutup sefilleşip çirkinleştiğimden kendimi yokluğuna ihbar edişimden anlıyorum şimdi işte bu yanılgılarımda şiirsel tınılar duyar gibiyim kalemim elimden kayarken beyaz sayfalara adını konvoy bırakıyorum bir evvel zaman masalında özne kalışımı vicdanımın karanlık köşelerindeki pişmanlığımdan anlıyorum gittiğinde göğsüme patlattığın ateş topundan geriye bir şarapnel kaldığımdan anlıyorum Faruk Civelek |
bir şarapnel kaldığımdan
anlıyorum
Şiire ve yoruma tebrikler,
Dönüşler hep aşka olsun hocam, özlemişiz sesinizi ve şiirlerinizi...
Saygılar...