BEŞİNCİ MEVSİM
Gecenin büyülü siyahı düşürdü
Yüreğimdeki muskaları. Korunmasız, savunmasız yürüyorum Bozgun yemiş sevdamın sokaklarına. Yıldızı yok, ayı yok, Sönmüş tüm sokak lambaları. Büyüyen göz bebeklerim kör bakışlara mağlup, Düştüm korktuğum karanlıkların Keskin bıçak sırtlarına. Bir yıldız çıkageldi, Uzaklığın sınır kapısından. Kamaştı körleşen gözlerim, Karıncalanan avuçlarımı açıp sema ya Kan kaybeden sevdamı sardım dualarla. Bir gölge boy gösterdi, Kalkmaya didindiğim kaldırımlarda. Sen boylarda, bir yarısı beyaz, bir yarısı kara. Sen kokularda, sen bakışlarda Bir gölge el verdi. Uzansam karalanır bir yıldızlık aydınlığım. Uzanmasam aklanır mı? Dört mevsimlik karanlığım… Uzandım hesapsız, kitapsız riyakâr parmak uçlarına. Beşinci mevsimim diyerek tutundum Avuçlarındaki bitimsiz bağbozumuna. Gözlerime değen gözlerinde izledim Her gelişinin ardındaki gitmeleri. Üşüdü küçülen göz bebeklerim, Bir kâbustan uyanır gibi sıçradı ruhum, Senin karalarından Benim uçurum kıyısı yalnızlıklarıma. Gün doğumuyla büyüsü yitti gecenin. Yüreğime takıp muskaları, Sol gözümden bir damla sallandırdım. Rüyasını dahi göremediğim, Beşinci mevsim masalına… |
Üşüdü küçülen göz bebeklerim,
Bir kâbustan uyanır gibi sıçradı ruhum,
Senin karalarından
Benim uçurum kıyısı yalnızlıklarıma.
Güzel bir şiirdi. Bozgun yemiş sevdalara, muskalar ne yapsın şair. Saygılarımla