Bil Senin İçin
Benden ne istersen, iste vereyim
Candan uzattığım, el senin için Yıktığım kaleyi, baştan öreyim İçimdeki saray, gel senin için. Öyle surat asıp, yıkma kaşını Ebr-i Nisan olup, dökme yaşını Sana ayırmışım, köşe başını Halı, kilim, şilte, çul senin için. Görünümü sanki, ak buğday tenli Tıpkı sana benzer, çil, sarı benli Kendi kıpkırmızı, sapı dikenli Elimde tuttuğum, gül senin için. Karakaş altında, gözlerin kömür Eğer sen istersen, salayım dünür Gönlümün tahtında, otur bir ömür Kapında köleyim, kul senin için. Hasretten ötürü, arttıkça derdim Çilenin yolunda, erdikçe erdim Elimden geleni, ne varsa serdim Helâl olsun para, pul senin için. Acının, kederin, sensin sebebi Artık ölçülemez, sevgimin dibi Yaşadığım hayat, tiyatro gibi Oynadığım oyun, rol senin için. Uğraştım didindim, tutmadı ayar Dedim feryadımı, sevdiğim duyar Ezeldeki aşkın, ebedi de var Tükettiğim ömür, yıl senin için. Necati’m vefasız, halinden bilmez Asıldı bir kere, suratı gülmez Bundan da ötesi, elimden gelmez Canım sana feda, bil senin için. |