Annemsiz Şarkılar
“Gidip dönülmeyen uzak diyarlara”
Ağlamaktan vazgeçip Usulca bir şarkıya tutunuyorum Kötü rüyadan uyanmak ister gibi Elimi boşluğa uzatıp göğsünü arıyorum Sıcacık tenine başımı koyup Barınmak istiyorum dipsiz heceler gibi. Dün ne güzeldi, Üstüm başım gökkuşağına bulanarak Yağmura sapan atardım Çocuksu sevinçlerimle uyanırdım uykumdan Mutfaktan gelen sesini dinleyip Hangi yemeği pişirdiğini anlamaya çalışırdım Memleketinin türkülerini hasretle söylerken Gurbet sancını Gidermeye çalıştığını bilirdim Sesin titrediğinde anlardım ağladığını Ben de üşürdüm o zaman ama ağlamazdım Çünkü sen yanımdaydın Özlemek senin sırandı anne. Sana dair her şey mucizeydi, Hüzünlerimin gizli odasıydın Davetsiz misafiriydim kollarının Her üşüdüğümde Yüreğinin en ücra köşesine sokulup Sevginle ısınırdım Sabahlara kadar uyumadığını bilip İlk aşkımı anlatırdım saatlerce Sımsıkı sarılırdın yorulmuş özlemlerime Saçlarımdaki parmak izlerinle uyur Kırgınlığımı unuturdum ninnilerinle. İşte böyle anne, Ben yaşamı hep göğüslerinden yudumladım Her yenilgiden dönüşte Yaşama yeniden merhaba demeyi senden öğrendim Sabırlarını ezberlediğimi kimse bilmedi Sevgin hüzünlerimin tesellisiydi Bu yüzdendir ki Bütün zamanlarım hep sen koktun anne. Şimdi elimi tut, bir şeyler söyle Seni bulmak istiyorum ve Göğün neresine bakacağımı bilmiyorum Artık yetmiyor fotoğraflar Şarkılarını duymak istiyorum Şiirlerimi okumak istiyorum sana Neredesin, seni özledim anne Kucaklasana hadi beni İşaret versene alnındaki yıldızla Susmasana anne, yoksa ağlayacağım. Yoksun, Gökyüzü yağmur kokuyor yine Masallarım öksüzlüğümün toprak kokusunda Sancılanıyor usulca Yağmurun dinmesini bekliyorum, dinmiyor Ben de gökyüzüne eşlik ediyorum gözyaşlarım ve Senin en sevdiğin şarkın La Polama ile. Özlem tohumları serpiştirilirken hücrelerime Beni bir kere öp ve öyle git Hasretin doğduğu yere anne. Zeynep Nilgün Gökçeöz |
GÜZEL SİİR SAYGILARIMLA..YOLDAŞ