Annene Çiçek Alma Esad!
03.04.2010 Kıztaşı-İst 04:25
Kayıpkentli "İçim hınçla uyandım. " Bunları Esad’a söylemeliyim " diye. Rüyamda gözlerime bakıyordum bir aynada. Bir ışık vardı.Ama o ışık yüzyıllar öncesinden gelmekteydi.Gözlerimin içine bakıyordum aynada.Gözlerimden sesler geliyordu." Aman yarabbi " diyordum.Aman yarabbi! Korkuyla kalktım. "Hayır " dedim, " ışığın geldiği yer ruhumun ait olduğu yer ",olmalı. Anladım: en çok bunu unutarak yaşıyoruz. Oturdum bir solukta yazdım. Rüyam neye çıkacak bilmiyorum... 1) Neden senden başka hiç kimsem yok Esad? Neden benden başka hiç kimsen yok? Kayıp mı olduk biz, dostum? Kül mü serdik? Çula mı Oturduk? Elbiselerimizi ters mi giydik? Ruhumuzu mu soyunduk? Biz nerede kaybettik Esad? Nerede kaybolduk? Esad, gözlerime bak! Gördüğün ışık benden yüzyıllar öncesine ait Öyleyse ben kimin yansıması , ben neyin gerin döneniyim ha? İçimden neden Tapınakları basmak ve masaları sandalyeleri çarpmak geçiyor duvarlara? Durup durup kendimi neden susarken buluyorum. Esad ben en çok kendimi kusuyorum, niyeyse? En çok kendimi tükürüyorum, yığanların suratına. 2) Parmaklarını ver bana Esad Kendimi kazıyacağım… Sahip olduğum her şeyden! Kahrolsun esad, kahrolsun sahip olduklarıyla var olanlar. Biliyorum, "öyleyse nedir " diyeceksin: “Olmak” esad’ım sadece “olmak” Kendin olmak, kendinle olmak, yabancılaşmadan ruha, aşka, ve doğaya! Anneni anlayabiliyorsun ama anadilinle konuşamıyorsun kimseyle O yüzden annenden başka kimse anlamıyor seni, köle misin sen düşünsene! Çünkü köleleri önce annelerinden kopardılar esad! Çünkü köleleri önce anneleriyle kopardılar! Annelerinden aldılar onları, sonra çiçek tarlalarına saldırdılar Anneleri kandırdık, tüm anneler gününde Biz annelerimizi sevseydik, onlarla ana dilimizde konuşurduk esad! Anlıyor musun? Devlet baba’nın diliyle değil! Piyasanın diliyle hiç değil! Bir gülü beş liraya satanlar Bir ana’yı beş liraya alıyorlar! Çarşılardan eve eksilerek dönüyoruz. Bu yüzden kimse kimseyle konuşmuyor akşamları. 3) “Kölelere özgürlük” değil esad, kölelerdir efendilerini yaratan. “dilini saklayanlara özgürlük” sadece. Özgürlüğümüzü konuşamayanlarla değil Haykıranlarla el ele esad! 4) Ben şehirleri değil bayırları ve kumsalları istiyorum Ben toprağa dokunmak, kurbağalarla oynamak... Ben oğullarımı merhametle büyütmek... Ben kızlarımı onurumla sarmak istiyorum diye Memelerinden kendimi sağıyorum ruhumun bakraçına. Sabahları esad. Seni en çok sabahları özlüyorum. Bu gençliğimiz nereye kadar bizimdir bilmiyorum Bu derdimiz nereye kadar yârimiz?! Bildiğim tek şey: Cennete etrafını cennete çevirmek için uğraşanlar girecek Cehenneme ise Yeryüzünü kimler cehenneme çeviriyorsa… Annene cennetin çiçeklerle dolu olduğunu... Orda evlatların hiç ölmediğini... annelerin de... Hiçbir kadının bir ceset gibi yaşamadığını.. Babaların evlerin neşesi olduğunu.. Ve en çok kardeşliğimizi ve özgürlüğümüzü anlat. O halde Annene çiçek alma esad Annene hep cenneti anlat, ve annesizliğin cehennemini... ama anadilinle anlat! Ki hiç bir anne ölmesin! 03.04.2010 Kıztaşı-İst 04:25 |
kölelerdir efendilerini yaratan.
“dilini saklayanlara özgürlük” sadece.
Özgürlüğümüzü konuşamayanlarla değil
Haykıranlarla el ele esad!
Hiçbir kadının bir ceset gibi yaşamadığını..
Babaların evlerin neşesi olduğunu..
Ve en çok kardeşliğimizi ve özgürlüğümüzü anlat.
....o anlatmanız gereken şeylerden vazgeçtığınız gun ,
ben anneme ana dilimle umutsuzlugun turkusunu fısıldayacagım.
sıze suçu yıkacagım yani...
kızacağım,tehlıkelı konuşacagım belki,,,
hıc susma ..anlat esada seslı sesli.
.....kalemın de susmasın.sende....
yuregıne saglık..sıfahen yudumladım.