NİSANA KOŞSUN ÇOCUKLARkendilerini hep büyük doğdu sananlar hep büyüklüğü çocukların üzerinde sınayarak oynayanlar düşünün zamanında sizlerde çocuktunuz şimdilik takım kravat "gücümüz herşeye yeter" desenizde sizde zamanında bilyelerle düğmeler yuttunuz... sizin gözlerinizde elbet öyle onlar gibi parlardı sorun büyüklerinize düşünün kendinizde oyunlarda düşüp dizleriniz hiç mi kanamadı kırılmadı mı oyuncaklarınız ellerinizde başınız bir düşüşte bir kerecikte mi yarılmadı... hiç taşlamadınız mı kuşları yakalamadınız mı kanatlarından üşüyen ellerinizle yüzmediniz mi o bir avuç su taşıyan derelerde çamurlara batırdığınız giysilerinizi kurutup ovalamadınız mı elerinizle... peki hiç kovalamadınız mı arkadaşlarınızı boyalı ellerinizle olmadınız mı hiç bir zaman oyun dalgını ve evlerinize geç kalmadınız mı bu yüzden... elinizdeki kirlerle yemeğinizi iştahsız yemediniz mi hiç ve evdekilerden azar işitmediniz mi zorla yedirilirken ama aklınız yine de bir karış havada değil miydi kızmalara azarlara olsun demediniz mi nasihatlar bir kulağınızdan girip diğerinden çıkarken yarınki saklambaçta hiç yerinizi düşünmeniz mi... /bir arabanın arkasında salınarak geçmedi mi günleriniz./ hiç bilyelerinizi ,iplerinizi, beş taşlarınızı saklamadınız mı yastığınızın altında karlarda sırılsıklam olan elbiselerle ayaklarınızı sobalara gizlice yaslamadınız mı... ve okullarda yaramazlıklarınızla hiçbir derstte bile öğretmenizi çıldırtmadınız mı siyahtan maviye dönen önlüklerinizi dirseklerinden teneffüslerde hiç yırtmadınız mı... söyleyin beyler söyleyin hiç şeker yerken dünyadan kopmadınız mı ağlarken yer gök duymadı mı bağırtınızı bu yüzden sümüğünüzü gözyaşınızla yutmadınız mı ve geceleri ıslatmadınız mı hiç yataklarınızı ama yine de sevdiğinizin ismini okullarda defterlerine hiç yazmadınız mı... ve gülerken hiç dünyaları kucaklamadınız mı… beyler düşünüp söyleyin şimdi çocukluğunuzda caddeler çocuk kanlarıyla mı boyalıydı ve düşleriniz ergenliğe varmadan vurulup yerlere mi uzanırdı söyleyin çocuk düşleriniz dipçik yaralarıyla mı sarılıydı… söyleyin beyler çocukken oyunlarınızda hiç volta attınız mı evleriniz koğuşlar ,yataklarınız ranza mıydı küçükken o dağlarda yaydığınız kuzular gibi yatmadan önce,içeriye girdiğinizde, tek tek hiç sayıldınız mı söyleyin beyler söyleyin uyurken üzerinize küs çiçekli topraklar serilip oyunlarınıza hiç arkadaşlarınız gardiyan yapıldı mı.... çocukların balonlarını patlatmayın artık uçurtmalarını baharda vurmayın göklerde yapmayın artık bunları büyükler yapmayın yoksa o çocuk yüzler gerilirler büyüdüğünde önünüze dağ gibi düşerler… sizde küçüktünüz beyler çocuklara çocukluğunuza ne olur vurup kıymayın atmayın onları kör karanlığa duvarlarla başbaşa bırakmayın bırakın nisanlara taşsın gülüşleri yayılıp dünyalarımızı onarsın sevinçleri bırakın nisanlara koşsun çocuklar bırakın beyler nisanlara koşsun çocukların yürekleri... İRFAN TEMEL-23 NİSANDA ÇOCUKLUĞU UNUTTURULAN TÜM ÇOCUKLAR İÇİN... |