Kalabalık Yalnızlıklarbir yaprağa düşen gölge dingin bir akşam ve senin yüzün yalnızım ben de bu gece sizler gibi. ılık ağır ve kararlı bir yağmur damlası düşüyor yüreğimin karanlığına hatırda kalmıyor çoğu zaman; yaşanmışlıklar güleç yüzler ve çocukluğumuzun içli zamanları saçlarıma ağırbaşlı bir yağmur yağmıştı Viranşehir’de bir akşamüstü. saçları kır, bilge ve ermiş bir dede dokunmuştu saçlarıma çocukluğumdan ergenliğe geçişimdi. bir el gibi dolaşmıştı saçlarımda. yaşanmışlık dolu, dingin damlalarla o gece gelmişti yağmur yine gelecek mi yağmur sessiz kalabalıklarla, mırıltılar içinde damlalarıyla pencereme dayanarak yalnızlığıma şarkılar söyleyecek mi ruhuma hicran düşüren gölgeler yüreğimin camları is tutmuş duvarlarına saracak mı ürküten yalnızlıklarımı yine azar azar, yine nefes nefes gecelerime girecek mi bu gece her şey yıldızlar kadar uzak ve ne kadar durgun. her şey çok uzaklarda sanki pusu tutmuş yine karaltılar ve acımasız yalnızlığım yalnız düşler kalabalık bir de gölgeler ve sen, düşlerin gerisinde kalan yar sen de buradasın. yaprağın üstündeki gölgede bir yağmur damlasında ve yine dingin bir akşam yüreğimin karanlıklarında, kabuk tutmuş acıların sırtında öyle mahzun ve öyle uzak dışarıda ağırbaşlı rüzgar yaprağın üstüne bir gölge düşmüş yağmur damlasında yar yüzü başımdan alnıma kayan yaşlı bir yağmur gece yalnızlığım olmuş. ve uzakta kalabalıklar bulutların ardında yıldızlar 01.02.2004 Mardin |