HOŞÇA KAL ŞİZOFREN GÖZYAŞIM
odandayım
telaşım şu verdiğin süre doluyor salondan sayıyorsun da yüzünden geri geri yüzüme çıkmam gerekiyor kovulmam an meselesi bekle ne olur dur yüzünde sayma biraz bitireyim yazımı ve def(n)olup gideyim özgürlüğünden şizofren yanımla bilmediklerini itiraflaşarak gözlerine gizlediğimi alarak çantama..., yani özgürlük sığınağıma yasaklı olanları da mültecileştirerek gideyim karanlığıma, gecelere varayım... açtın odanın kapısını yüzüme yüzün bitmişti anladım gözlerine sakladığımla bakmadın bana zamanla oynamamıştın anladım ellerimle sakladım düşüncelerimi ürktüm, kimliksizdim çünkü eleştirilerimi yüzüme, gözlerinle yırtarak kovdun tam vaktinde def(n)ol diyerek... çıkıyorum şimdi özgürlüğünden, özelinden oysa senin bu özgürlüğüne çok umut taşıdım gözlerimle ama bu özgürlüğü senin gibi hiç yaşamadım, yaşatmadı tutsak kaldığım o bir çift göz... senin bu rahat, fütursuzca bana hiçbir zaman uğramayan özgürlüğüne aşığım, sana değil çarşılarımı kilitleyen odalarına mahkum eden o gözleri büyüten içindeki bir çift göze aşkım... aşağılamalarına, hakaretlerine, kovmalarına illegal bir beden bende yaratan dilindeki akrep sıcaklığına değil... burjuva özgürlüğü tadında yaşayan senin gibi niceleri arka perdede yaşamı oynayanın bir kokulu eleştiri yaymasını istemez kendilerinden uzak kokan o yataklarına... tek isteğin vardı senin de benden önce hep mutlu olmak ben ise ön sevişme tadında mutsuzluğa asılı kaldım inan gözlerindeki darağacında... yine de bir tek gözlerini eleştirmedim ve bir tek onu sevdim ellerimle sürekli okşadım içinde taşıdığın doğmamış bebeğimi bir çift gözlerinde... çantamdaki yüklerimle çıkmadan geceye anlatayım bari görmediğini, şizofren dilimle yanlışı oynadım hep odanda özeline keyif sigaramı üflememeliydim ama bu benim en büyük zaafım tek özgür anlarım ben çıkınca gityerle bir olmuş küle sor açıp önüne anlatsın yanlışlar haritamdaki bunun gibi yasaklanmış bölgelerimi... özür dilerim yine de dakikalarca odanda bir keyifte asılı kalmamalıydım özür dilerim yüzüme savrulup duran perdeni dumanımla soldurmamalıydım özür dilerim odanı külletip yatağına gözyaşını döktürdüğüm için bir kokulu eleştiri sürdüğüm için tenine bunlar bende bir özür dilerim gözlerin bir çift gözle bir daha dönüşüme büyür... aldın cebimden anahtarı dileğimi bile dinlemeden kapadın kale gibi suratıma kapını kapında asılı bir mercek kaldım bir kez çevirdin anahtarı bir gözümü kilitledin, bir gözünü bir kez daha çevirdin küçüldü gözlerin kapandı gözlerimiz... uzaklaştım özgürlük sığınağından sorgulayan sokaklara, gözsüz körler çarşısına adım adım çantamdaki o uzun yakarış şiirimi yasak şiirlerilerimi, kara defterimi de düşürmeden aynasız geçtim caddeleri yüzüm satıldı gülüşlere görmedim sadece sesler kalabalığını gördüm şizofren yanımla gülüşerek sesinin beni çağırdığını sandım döndüm arkama kahkahalarla yürüdüm adımlarımla, sakınarak hızlandım yüzüme yaklaşan kahkahalardan kaçtım şiirlerimi sağlıklı insanlar kapmasın diye koştum içimde büyümeyen kız çocuğuna sığındım, ürkmüş bir ceylan telaşıyla ürkerek sığındım kale dibine, evine donuklaşmıştı gözlerim çünkü polis sorgusunda sağlıklı bakmaz bakışlarım şizofrenik bir itiraf olur bir ihanet gerçeklerimle kendime... geldim işte dayandım surlarına bir balıkçı lokantasına değil bir kamyoncu sofrasına sığınmak telaşıyla... çaldım kapını büyüdü gözlerin bir çift göz oldun vurulmuş kilidini, açtın gözlerime açtın kapıyı içimde hiç büyümeyen küçük bir kız çocuğu gibi küçücük bedeninde sadece gözlerin büyüdü, içine gizlediklerimle... üşüdüm, güldüler sokaklarda ayna tuttular gözlerime beni de al ne olur tutsak kalayım bu gece de o büyüyen gözlerinde kül dökmem bu sefer şarabı yanlışlıkla dökmem beyazı kanlanmasın diye gözlerinin... korkuyorum o sokaklarda artık üşüyorum bedenimi küçülten kanepelerde al beni gözlerine sürmem kokumu, eleştirilerimle yatağına çığ gibi düşmem sabahları saçlarına uyku isterim sadece dozsuz, miligramsız gecelerce uykusuz bekledim içmedim o anlar dozlarımı miligramları sıfıra çektim tanrı uyutmasın diye gülmesin hurileriyle şizofrenliğime sen uyut isterim o büyüyen gözlerinde en öteki esmerliğimle özgürlük tutkum sende... aldın bedenimi içeriye gözlerimi ise gözlerinin dışına şarap kokusunu mum ışığını sokak sanatçılarının o seslerini de aldım odana çantamda gizlice uzaklaştım yanından çıktım özelinden, kalmadım dışardan getirdiklerimi görüp yeniden atılmadan kanepeleştim salonunda... üstümü ört lütfen söndürme yansın ışığın biliyorum gözlerinden uzağa düştüğüm zaman üşürüm yine, körleşirim sabaha ama odana git lütfen ben duygu suçlusuyum bir çift göz için mağdurlaştırdığım kadınlara... gitmedin tuttun elimden, kaldırdın ayağa küle basa basa kırarak içimdeki ateşi düşürdün beni yatağına kapadın ışığınımum yandı çantamdan yüzün bir anlık yanılsama oldu bende asılı kaldı gözlerimde yüzüm kayboldu sende eskiye açıldı şarap kokusu yayıldı o anda çantamdan kızardı yanakların yüzün yaklaştı dudağıma kondu bir nostalji oldu o an sokak sanatçıları gözlerine döküldü gözyaşım bir çift göz oldu yüzün... anladın ihanetimi, bitirdin öldürdün içindeki bir çift gözümü... affetmedin üç şeyimi elimi dilimi belimi dördüncü yolum o gözlerde gizliydi düş, dördüncü yolum gördün, bitirdin, defn oldum çırılçıplak çıktım gözlerinden düştüm yola çantamda külleşmiş herşeyimle yasaklı şiirlerim dilimde kimliksiz karışarak geceye sessiz ve izsiz bedenimle kimsesiz bir kartanesi yalnız ve yapayalnız bir düş gibi gidiyorum nice gözleri büyütüp, eskiten yurtsuz kalmış bir çift göze... KARALAMACA YAZGILAR KİTABINDAN |