Tadilatsöküklerini dikiyorum ömrümün öyle öğrendim annemden gidenlerin yerini boş bırakıyorum üşenmeden yok yazarak kara tahtaya cezalandırıyorum sonsuza değin __________________________tek ayak üstünde Dikkat Girilmez! tabelası asacağım hayatımın ön kapısına arka bahçeye de içimde uluyan köpeği bağlayacağım doktora görünmeli bir de -geçer mi ki ? iç kanamalı hüzünmania zaman tedavisi verir demişti bilenler günde üç kere gece de her saniye boş belleğe, kaybedilmiş zaman kapsülü acı çekmiş üzümlerden yapılmış şarapla acil spora da başlamalı yüz kası yapmalıyım gülmeyeli çok oldu göz pınarlarımı da ücra bir köye bağışlarım belki hayrat yaparlar adıma tenimdeki bu grilikte gitmeli güneşi görmeyeli çok oldu / bir de tatlı olsa şimdi şu kekremsi tat gitse ağzımdan / en iyisi ben çıkıp kuşlara yem atayım biraz hem belki nisan yağmuru geçer üstümden yalancı bahara kanan çiçekleride görür dalga geçerim kandırılmışlıklarıyla -hey siz! -evet siz, açmış olanlar aptal yerine konuldunuz solmadan düşün yaprağınızdan isyan çıksın tüm tabiatta polene boğulsun şehirler kandırılmış cesetlerinizle çok işim var! daha hayallerimin astar boyasını atacağım şeker pembe süreceğim üstünede umutlarımı bir denizciye emanet ettim o boyayacak üzerinde sinmiş deniz kokusu özlem yanığı olsun ucunda da az dedim itiraz etmedi bir de giderken -bekle beni! dedi. gelmeden bitirmeliyim boya işini çilek reçeli yapmalı bir de demlenirken vuslat ilk sabahta tad olsun ekmek arası aşkın yanında içimdeki saati de ayarlamalıyım gelişine kurulmalı alarmı karşılama repliği ezberlemeli bahar temizliği yapılmış evinize, hoş geldiniz Bayım! geçmişinizi paspasa silip giriniz... Gülay Bulut onikinisanikibinon |