köylü kızı
sus ve dinle köylü kız!
ihanetle yıkanmış kalbine bir iki cümlem var. o şeytani bakışlarına, o kadir bilmez gönlüne, o yalanlarla kararmış sözüne, velası o çirkin aşkına bir iki cümlem var. dinle beni köylü kızı! dagı,taşı inleten acımı hissediyor musun? geceleri intaharların koynunda uyuyor musun? her hangi bir vakite kendinden geçiyor musun acıdan? her sabah kadehlerin içinde buluyor musun kendini? sabahın muştusu vurunca pencerene kendinden geçiyor musun? sakat bir hayatın içinde gülebiliyor musun? işte köylü kız ben öksüz bir şehir gibi, ben yarınsız bir hayal gibi, günahlarıyla cennemde yanan bir zebani gibi, her an kendimi ay ışığının altında saat altıya bir kala vuruyorum. gögsümde durmaksızın yanan bir aşkla, umutsuzlugun kefeninde bakıyorum geçmişime. sen sırat köprüsünde cehnemlik tutkum, sen beni benle bitiren hicaran, sen köylü kızı sen adının neyle yazdırtın mezar taşına, masum bir umut diye mi yoksa, adı batası bela diye mi? ben adımı katil aşkın kurbanı diye yazdırtım. dinle beni köylü kız, seninde hayalerin bir bahar vakti elinden alınsın, ve göz bebeklerinde karıncalar yuva yapsın, varlıgın, varlıgına ihanet etsin. dinle beni köylü kızı! bir gün gelecek bensizlik pencerenden ayrılmayacak, dört mevsiminde hazana dönecek, gözlerinden yaşlar delice boşalacak, ve sen köylü kız ezberimde sosysuz bir aşk olarak kalacan. ah diyip ağarmış saçlarını yolacan, işte benden de sana armagan, tahmülsüz bir kalp agırısı. |
Sonrası şiirde
Çok güzel
Yüreğinize saglık
Çok saygılar