GÖRMEDEN SEVDİM SENİ
bakmadan okudum bana yazamadığın acı gerçekleri
duymadan işittim nakarat yaptığın nağmeli sözleri gitmeden gezdim bir türlü gelemediğin o yerleri görmeden yaşadım bana vaad ettiğin o tatlı hayatı dokunmadan hissettim güya hayat bulacağım tenini sorgulamadan inandım sözde yalansız yaşam biçimini bilmeden öğrendim sende, nedir mutluluk? hayaller kurarak düşünmeden sevdim seni "hayatımın anlamı" lafına kanarak yorulmadan dinlendim seninle, senin için değdiğini sanarak başlamadan geldim sonuna ne olup bittiğini anlamadan bitirmeden geldik başa ne yapıyoruz biz bile demeden durmadan kaldık yerimizde seninle bir adım gidemeden bıkmadan usandık birbirimizden bir öyle bir böyle sürerken öldürmeden yaşattım aşkı şimdi yaşamanın anlamına varırken vurmadan yok ettin en saf temiz berrak duyguları severken uyanmadan kalktım rüyadan uzunca bir süre farkedemeden koşmadan kaldım nefes nefese doğruları bile bulamadan darılmadan barıştık çocukca kayıp ruhunu keşfedemeden çizmeden karaladın gönlümüzün bembeyaz sayfalarını uçurtmadan kaçırdık iki elimizdeki yaşam ipliğini oynamadan kırdık vitrindeki porselen sevgi kelebeğini vermeden aldın sevgimizi daha iyisini ümit ederken unutmadan kaybettik benliğimizi ilanlarda ararken susmadan büründük sessizliğe küs filan değilken tanımadan açtım kapımı sonuna kadar aşka kim o demeden uzatmadan gerdik hislerimizi taht kavgasına başlamadan inanmadan sığındım tanrıya kayıtsız şartsız teslim olmadan yazmadan anlattık hikayemizi ayrı ayrı romanlardan değişmeden ayrıştık tutkulu ortak noktalarımızdan çıkmadan indik sisli yüksek mutluluk tepesinden |