EN GÜZEL AŞK ŞİİRİNİ YAZDIM SANA
en güzel aşk şiirini yazacağım sana sevdiğim herkes okuyacak
en güzel sözcükleri dizeleri sıralacağım art arda kıskanılacak okudukça okuyacak her mısrada kendini bulacak pişman olacaksın yokluğumda beni sana seni sana anlatacak kendini tanıyacaksın kimin zaman tebessüm edecek kimi zaman ela gözlerini akıtacaksın bazende sonunu getiremeden büyük üzüntüyle okumayı bırakacaksın vicdanınla yüreğin arasında sıkışacak çaresizce bir çıkış arayacaksın sevincin en büyük mutluluğum üzüntün en büyük mutsuzluğumdu ya yokluğunu düşünmek ortaköy’de tek başına sararmış yapraklar arasında bankta otururken beni düşündüğünde okuduğun romanın sayfasını kaybedecek tekrar açtığında kapağındaki yazımı göreceksin bir sevgililer günü remzi kitapevinde sana hediye edişimi hatırlayacak dalacaksın uzaklara karşıdan gelen yaşlı çift gözlerinde geçmişi en unutulmaz hatıraları canlandıracak seninle yaşlanamadığım en sevdiğin oyunu izledikten sonra tiyatro çıkışı ele ele yağmurda yürüdüğümüzde nasıl kahkalarla güldüğümüzü bir kış günü gittiğimiz gs maçından sonra üşüdüğünde paltomu omuzlarına örtüşümü sımsıcak seni sarışımı kış ortasında dondurma yiyip hasta olduğunda nasıl başında pervane olup hazır çorbayla evi doldurduğumu babaanneni ziyaretimizde sokağı dönüşümüzde köşe başında köpeğin havlamasından korkup bana sarılışını geçen temmuz ayında günü şimşekler arasında korkunç bir filmi izlerken odamızı aydınlatan ışıktan ürkmemizi bir cumartesi akşamı en sevdiğimiz şarkıyı 45lik plaktan dinlerken nasıl birlikte eşlik ettiğimizi istiklal caddesinde gs lisesinin önünde nasıl eylemcilerin arasında kalıp haksız yere polisten dayak yediğimizi 29 ekim sabahı anıtkabirde atamızı ziyaretimizde nasıl hüzünlü ama bir o kadar gururlu onurlu dik duruşumuzu bostancı iskelesinde deniz otobüsüne yetişmek için yeşil ışığın yanmasını beklediğimiz andaki telaşımızı her akşam haberleri birlikte izlerken ülkenin gidişatına nasıl üzüldüğümüzü bazen karamsarlığa kapıldığımızı çocuk işçilere işten çıkarılan emekçilere depremlerde yitip giden canlara savaşlara isyan edişimizi oyun parkında nasıl çocuklar gibi şen şakrak oynayışımızı o havuç kafa çocuğu nasıl sevdiğimizi bir gün buraya ileride olursa kız yada erkek çocuğumuzuda getireceğimiz sözümüzü hatırlayacaksın ya tuttuğun takıma ne demeli ayrı takımları tutsak bile nasıl kardeşçe centilmen sportmence sevdik sen benden daha çoşkulu tutkulu tutardın takımını farketmezdi benim için gs nevresimi yatağımızda sen bana yıldızlar kadar uzak adalar vapurundaki fotoğrafladığım martılar kadar yakındın sevdiğim ne martının simit kapma çabası ne yıldızların o eşşsiz ışıldısı nede gökkuşağının muhteşem yedi rengi yanlız sendin canım beni heyecanlandıran yanlız sendin canım beni ışıtan yakamozum ateşböceğim güneşim unutma ne yıldızlar söner ne gökkuşağı renksiz kalır nede ben seni sevmekten vazgeçerim bu kalp attıkça |