YAŞATMALI SENİ
bir istanbul sokağında karardı akşamlar söndü ışıklar yine sensiz
ay kayıp güneş çoktan batmış bir sokak lambası yanıyor köşede kaldırım taşlarında uyuyan masum bir kedi belki aç belki tok bilinmez kapılar örtülüyor pencereler kapanıyo evlerde çatal kaşık sesleri açılan bir pencere bakkaldan iki ekmek isteyen oğluna seslenen anne işinden dönen konfeksiyon işcisi gencecik bir kız hayatın yükü omuzlarında umutlarını hayallerini adımlıyor eski kaldırım taşlarında ağır ağır karşıdan uzun farlarnı yakmış eski bir araba geçiyor gürültülü motor sesiyle karanlık caddeyi komple aydınlatarak sanki resmini çekiyor flaşlı gündüzü yaşatıyor yapmacık saçtığı ışıkla gerçek hayatlara doğru uyandırıyor siyah beyaz desenli masum kediyi uykusundan tedirgin gözlerinde farların ışıltısı daha güvenli yere geçiyor içgüdüsel korkularımız hep aynı hayvan insan farketmez herzaman hayatta kalmalı karşından gelen yaşlı bir teyze yorgun bitkin bedeniyle morali sanki bozuk hasta oğlunu getiriyor hastaneden tüm sevgi şefkatiyle ama reçetesi kabarık maaşını almış emekli bir amca görünüyor uzakten elleri dolu şimdilik mutlu derken ezan sesi hoca akşam namazına çağırıyor cemaati camiler hep dolu insanlar bilmedikleri ezbere arapça sözlerle sözde ibadete koşuyor korkulu hayat akıp gidiyor tüm hızıyla acılar sevinçler üzüntüler hepsi bizim için doğru yalanla iyi kötüyle sevinç acıyla barış savaşla mücadelede bilinmez niçin insanlar yaşamaya çalışıyor bütün engellere zorluklara inat azimle yeni bir güne hazırlanıyor yaşlı dünya sanki hiç bitmeyecek gibi vaktiyle hasretler özlemler heyecanlar hayalkırıklıkları onurlu mücadele bir yanda ölümler doğumlar kurumuş bir yaprak filizlenen bir fidan işte yaşam döngüsü ne zaman mutlu kansız bir dünya olur tahmin etmek zor sanki ömür törpüsü bu hırs bu açgözlülük bu kin bu nefret basiretsiz politikacılar varken zor sessiz kalma hergün eğlenmeyi bırak birşeyler yap birazda kafanı buna yor insanoğlu bu dikkat etmeli eğitim şart kalleş ve acımasız bir o kadar nankör kıyamet ne zaman kopar yaratıcı ne iş yapar bilemem sahipsiz bu gezegen kadere mi inanmalı beş vakit namaz mı kılmalı yaradana mı sığınmalı darwine mi küsmeli john lennon a mı kulak vermeli bilimemi ihanet etmeli işte bu dünyada çaresizlik sarıp sarmalamışken beni hep aklımda sen hayat akıp gidiyor gençler yaşlanıyor yaşlılar ölüyor zaman çok hızlı akarken dünya döndükçe dönüyor içinde sen ve ben işte bu bizim hikayemiz çok gizli bir tek sen değişmiyorsun içimde yerin hep aynı demir attın gönlüme sanki ne yapsam ne etsem hiçbirşey çare değil şarkılar dost tesellim yok bilki seni nedensiz kaybettiğime mi yanmalı yaşayamadığıma mı kime sormalı bilmem ki ferhat gibi dağlarımı delmeli mecnun gibi çöllerimi aşmalı efsane mi olmalı yalan bir sevgiye mi inanmalı sözde bir aşka mı kapılmalı ne zaman gülmeli artık herşey için çok geç dönüş yok inandı yürek kapıldı bu aşka öğrenmeli yazılmaz denen suya bembeyaz bulutlara yazdı seni ateşler içinde yürüdü herşey çıkar silinir yaralar kapanır peki kalbe yazılan kazınan sevgi var mı bunun çaresi unutmak kolay mı kaybetmekten bu kadar korkarken sevene yapılır mı bu kanı canı yapmışken ilmek ilmek örmüşken haykırmışken duy ki boyun mu eğmeli yolcu yolunda gerek mi demeli elveda mi etmeli veda busesiyle şiir mi olmalı trajediye mi dönüşmeli imkansız bir aşk bestesi mi karalamalı sözlerden mi dönmeli sanaldı mı demeli soyut bir resim mi çizmeli aşka mı inanmamalı sevgisiz mi yaşamalı iyiye güzele sırtını mı dönmeli sensizde yaşatmalı mı ölümsüz sevmeli mi isyan mı etmeli oturup ağlamalı mı hala seviyor ve ben hala yaşatıyorum özlüyorum seni bir gün geleceksin biliyorum bu yalan acımaz dünyada zorlukları seninle gögüslemeli haksızlıklara dur diyebilmeli hayatı daha çok sevmeli unutmamalı hatırlanmalı okumalı yalansız sevmeli üzmemeli yaşadıkça yaşatmalı büyümetli seni ışık saçmalı aydınlatmalı yeryüzünü sevgiyle |
karşından gelen yaşlı bir teyze yorgun bitkin bedeniyle morali sanki bozuk
hasta oğlunu getiriyor hastaneden tüm sevgi şefkatiyle ama reçetesi kabarık
maaşını almış emekli bir amca görünüyor uzakten elleri dolu şimdilik mutlu
derken ezan sesi hoca akşam namazına çağırıyor cemaati camiler hep dolu
insanlar bilmedikleri ezbere arapça sözlerle sözde ibadete koşuyor korkulu
hayat akıp gidiyor tüm hızıyla acılar sevinçler üzüntüler hepsi bizim için
doğru yalanla iyi kötüyle sevinç acıyla barış savaşla mücadelede bilinmez niçin
insanlar yaşamaya çalışıyor bütün engellere zorluklara inat azimle
yeni bir güne hazırlanıyor yaşlı dünya sanki hiç bitmeyecek gibi vaktiyle
hasretler özlemler heyecanlar hayalkırıklıkları onurlu mücadele bir yanda
ölümler doğumlar kurumuş bir yaprak filizlenen bir fidan işte yaşam döngüsü
ne zaman mutlu kansız bir dünya olur tahmin etmek zor sanki ömür törpüsü
dünya döndükçe dönüyor içinde sen ve ben işte bu bizim hikayemiz çok gizli
bir tek sen değişmiyorsun içimde yerin hep aynı demir attın gönlüme sanki
hayatı daha çok sevmeli unutmamalı hatırlanmalı okumalı yalansız sevmeli üzmemeli
yaşadıkça yaşatmalı büyümetli seni ışık saçmalı aydınlatmalı yeryüzünü sevgiyle
ben cok begendim bu siiri.
yüreginize saglik okudukca okuyasim geldi.
hayatin her seyine deginmis yine cikisi sevgide bulmus harika bir siirdi.
yüreginize saglik
sonsuz saygimla