EVRENİN ETEKLERİ"Sır sandığın aşikâr ! Aşikârda gizli sır Söylemezsem ölürüm söyler isem çıkar hır" Anlatsam anlar mısın akıl almaz halimi Sözcükler ana üryan kelimeler ar bana Salıversem gerçeği diz çöktürür âlimi Âleme ziyan olan baştan sona kâr bana Militan gençliğimiz incitirken boşluğu Ben ve benim düşmanım büyüdük bir koyunda İzaha yeltenemez dilim bu sarhoşluğu Çığ düştü lisanıma üç minare boyunda Taşa toprağa suya müşkül olan bu öyküm Işıltısına meftun göğe saplı bıçağın Usların unuttuğu düşünceydi tek kaygım Bunun içindi terki gül kokulu kucağın Yaralı bir yolcunun kaybolması gibiydim Üşüyerek can verdim ateşin ortasında Sahibi çürümemiş bir kefenin cebiydim Kâinatın sırrını çözdüm kafatasında Kaybımmış tüm kazancım! Zehirmiş bal sandığım Yıkıldım irademin perdeleri inerken Boşa gitmiş ah ile eyvah ile yandığım Eridim usul usul gözyaşlarım dinerken Çiğnedim ellerimle ektiğim tüm ekini Yas içinde yolladım çiftleri ve tekleri El/dekine giderken yitirdim eldekini Süpürdü mefkûremi evrenin etekleri FİLİZ 2010 KOCAELİ |
hayranlıkla okuyorum
kutluyorum
sevgiyle