İNADINA SUSARKEN SEN
Gözlerine dalmayı seviyorum,
buğulu göz yaşlarını içime sindirip, derinlerine varmayı seviyorum sen görmüyorsun ben saatlarce çok gece resminle nefes alıyorum. kutlayıp yalnızlığımı özgürce. Sayfalar dolusu hikayeler yazıyoruz seninle, çoğu İstanbul dışında geçiyor, Aynı arabada ikimiz gidiyoruz uzunca bir yolu, konuşuyoruz. saptan,samandan ve illaki aşktan konuşuyoruz. Hatta Hiroşimaya atılan atom bombasından. Büyük bir yangın yerinden kaçarcasına dönüyor tekerlekler, ikimizde de aynı korku dönüp bakamıyoruz geriye. Konuşuyoruz. Sanki sussak uyanacağız bir rüyadan ikinci bombayı atmayacak sanki kötü adam,biz konuştukça Nagazaki ye görüyorsun bak, İnadına susarken sen konuşacak ne çok şeyimiz ve kurtarılacak ne çok hayatımız varmış Aşkım sen beni terk ediyorsun Avuçlarıma topluyorum kelimelerimi damlatmadan. Başlamak gerek, tutmak gerek bir ucundan, açmak gerek açıpta içini doldurmak gerek diyorum, varoluşumuzun en orta yerine bir resim çizmek gerek bizi diyorum bizi bir yerlerine oturtmalıyız o resmin altını başkaları imzalamaya kalkmadan. İnadına susarken sen. avuçlarımdaki kelimelerle kanıyorum. yeminler ediyorum bir sabah diyorum haps edip kendimi sana bırakmıyacağım sabahlara Aşkım sen beni terk ediyorsun uzun boylu bir sonbahar soluğuydu gözlerinde okuduğum, limanları tüm savaşlarını kaybetmiş deniz mağrurluğunda. cebimdeki camdan misketlerle giriyorum gökkuşağından bir sandal yapıp fırtınalarına ufacık bir melteminde bile devrilmeye açık anılarımla. biliyorum , olsun. ah ! umut koyu lekelerini serpiştirdi yüzüme gülüyorum. keder sephalarının yarınları prangalanmışken ayaklarımıza bekle geliyorum ışıldayan gözlerimle. düşün kuytusundayken özlemin, usulca dudaklarından öpmeye diyorum Aşkım sen beni terk ediyorsun Hadi durma al beni. Şimdi böyle çırılçıplak soymuşken bu bırakıp beni bana gitmek neyin nesi ? Senle arınan acının tadı çoktan unutuldu benim yüreğimde. Adını ezberledim silerken yıkılmışlıklarımı bir bir, Özlemekle başlıyordu adın, Özgürlüklerimde med-cezir gidip gelip, Ölümle bitiyordu. Ben adından hiç korkmadım senin. Özledim özgürlüğümde ölmeyi diyorum Aşkım sen beni terk ediyorsun Sensizliğinden korkuyorum oysa şimdi. Kalemimi eline geçirmiş gözlerin,bir onlara çalışıyor ağır işçiliğinde sırtı terlemeden kapanmış yarınlarına yüreğim,sana ibadette damarımdan akan kanımı seyrediyor İçimdeki tüm fikrleri vuruyor senden yayılan bu mermi kokusu, yüzümden sarkıyor dudaklarının bütün kelimeleri ellerimde ise alışkanlıklarına saldırıyor,tarihin kurulmuş bütün orduları tek bir neferi bile beklemiyor ağlamamı Deniz taşıyor günahlarımla, savaş meydanlarının sahillerine. Özlemekle ilgisi yok aşkın, Aşkım sen beni terk ediyorsun. Karşı sahillerimde başkaları oltalarını atıyor gökyüzüne on yaşında saçları elleri değmemiş sabahlarda örülmüş bir kız, uçlarına yem diye kanlı anıları takıyor kansız kalmış elleriyle Parmakların boğazımda kalmış, Denizden uzak ismi umutla başlayan şehirlerinde yalnızlığın solucanlar krallıklar kurmuş, taht kavgasına düşmüş acı gökyüzünde boşuna uçuşuyor oltalar. Korkuyla ilgisi yok aşkın, Aşkım sen beni terk ediyorsun. Sevişmekte değil bu sevişmek, kimbilir bir faninin belki son isteği beyaz çarşaflarında kanlı suratları ile sırat köprüleri sallanırken kelime kelime Rastgele kurada çıkıyor ölüm geriye bir tek sen kalıyorsun. Birde senden yayılan bu mermi kokusu, Aşkım sen beni terk ediyorsun.... |
kutlayıp yalnızlığımı özgürce ...
resimlerle nefes alındığını saatlerce. gecelerde ..yaşayan bilir bu duyguları ..ve sizin gibi dizelere döken ....sevgiyle kalın ..çokkk güzelllll..