Safranbal rengi gözlerin, içimdeki yürek sancılarında kayboldu. bakışların; mızraktı, sualsizdi dinmeyen fırtınalarda... kaç bahar bitmişti, kaç yaz, kış, boran, yine sensizlikti, kapıyı çalan kaybolmuştu gölgen, serseri duygularda, savrulmuştu; gece mavisinde... tutuklu sonunda, gamzeli yanağımdaki; ayrılık damlası göz deryasından değdi, buselerine vedalaşırken yansıması... sonsuzluktu özlem, kavuşamayan ellerimi hayalde tutuşundu, nazende bir tınıydı yürek verişim, senin içindeki fırtınalara yelken açmıştım. kollarımın ufka değişinde, satır satır gözlerine düşen yalnızlığım, safran kokularında; düştün yine içime... adını nerelere yazdım, akşamın vuran esaretinde çırpınır yüreğim, güvercin kanadında düşer gece serinliğinde... karabasan gecelerde, sorgusuzca doğdun hayallerime sakladım. yutkundum. sevdamı sözlemiştim kalbimde, ızdırapdı dökülen dilimdeki kitlenişte suskunluğum, sessizliğe gizlendi acılarım... lal oldu dilim, zincire kenetlenmiş, yaralarımla... ayrılık değdi sonra ellerime, tutamadığım sevdamı, safrandı kokan nefesinde, gülüşündeki hayranlıktı gizlenen masumdu duygularda aşk... kimsesizliğimin sürgünüydü, düşen karanlıklara, kanıksanmış aşktı taşan safi nurla... darmadağınık, aklıma karışmış özlemlerin durağında... düşer, ayışığı gölgesinde safran kokan gecenin koynuna... n.altın 01 mart 2010 |