DEVR-İ ÂLEMUtanmayı öğrendim öğrendikçe susmayı Sakat elin yaraya neşter atması gibi Onurla kabul ettim sürünüp kan kusmayı Kızıl suyun ateşe kafa tutması gibi Ar saydım sadakatten sıyrılarak pusmayı Utanmayı öğrendim öğrendikçe susmayı Ağlamak farz oldu bak hırs bürümüş gözleri Kardeşin öz kardeşe el olduğu gündeyiz Nerden bildi atalar söylerken o sözleri Damlaların birikip sel olduğu gündeyiz Ne Allah korkusu var ne Peygamber izleri Ağlamak farz oldu bak hırs bürümüş gözleri Bir bilirsen uygula bin bilene danışma Zihniyeti yayıldı hızla tüm kainata Gördü isen görmez ol aman sakın konuşma Kim bakar hadislere bugün rağbet bid’ata Haramlar peşinde koş helâle hiç yanaşma Bir bilirsen uygula bin bilene danışma Utanmayı öğrendim öğrendikçe gerçeği Çerçinin âmâlara ayna satması gibi Yazık ki çağ riyanın ve küfrün altın çağı Aşçının pişmiş aşa bol su katması gibi Şeytan tüm nefislere dayamış kör bıçağı Utanmayı öğrendim öğrendikçe gerçeği Dışı olgun içi boş meyvedir devr-i âlem Yemeden anlaşılmaz ne kokusu ne tadı Taşınmaz oldu bugün yürekte cevr-i âlem Olmaz olsun düzeni yerle bir olsun adı Kahpe eller içinde çırpınır fevri âlem Böyle mi istedi Hak böyle mi yazdı kalem Dışı olgun içi boş meyvedir devr-i âlem FİLİZ 2010 KOCAELİ Şiirime sesiyle güzellik katan değerli abime çok teşekkürler |