Ben Sana İlk Vurulduğumda Da Silahsızdım Nasılsayaseminler bile küstü el vermiyor artık toprağına duyabilirsin belki sana ettiği küfürleri kuşumuzun değerini anlamamaktaki ısrarın bedeli karalanmış resimlerin şimdi... git hadi git...! sevmiştim oysa yalan değil ama sen hercai ağaçları daha çok sevdin hep dışardaydı gözlerin yükseklerde git şimdi...! ama; sanmaki kurtuluş kaçmaktır şeytanla dans bir gün dolanır ayağına senden daha beteri tutar bir gün ellerini ve; sakın bakma o zaman geri bana verebileceğin kadar zarar verdin artık kırılacak neyim kaldı ki...! git hadi git... dökülen yapraklar elbet konar yerine bu eylül hazanı elbet el verir bir başka bahara geri...! yalgın bir siluetim ellerin tutamaz artık ellerimi ama sakın unutma sakın! belki deme bir daha ardına bakıp da çünkü; bir önceki üzüntü mevsimimin son baharı son affı ve son belkisiydi...! aslında çok da yakıştı sana mert saydığın o cüsseye namert bir gidiş! yakıştı evet yakıştı! terkettiğin ben miyim iyi bak ılgım bir yalnızlık mı yoksa üzülmedim demem de; sen beni öldüremezsin ve hiç bir sebebe de /silaha da/ sarılmam sen gibi...! hangi silah vurabilir ki bir yalgını hangi kurşun vurabilir ki matemli bedenimi... git hadi git bakma ardına, ve hiç unutma ben sana ilk vurulduğumda da silahsızdım nasılsa...! ToprağınSesi . |