Kınalı KuzuKınalı Kuzu Kurban olsun diye kınalamış Anası oğlunun saçlarını Hiç çatılmamış şimdiye kadar Kurbanına simsiyah kaşları. “Koçlar gibi gideceksin demiş Bayramın Çanakkale’de senin” Öperken alnından gülümsemiş “İnşallah şehit olur bedenin…” “Ana” dedi kınalı kuzu “Vatan uğrunda ölmek İnan bana vız gelir Dünyalar toplanıp gelse bile İmanım karşısında Cılız gelir…” Çanakkale, Dünyanın geldiği yer Bir vatan uğruna Binlerce Mehmet’in ’vurulup tertemiz alnından’ Bir güneş gibi yattığı yer. Çanakkale, İsterse sürüyle gelsin medeniyetin ordusu Türkün aklına gelmez ölmek korkusu Yok etmek değildi yapılan Yaşamak savaşıydı, Var olmak savaşıydı bu. Öyle bir savaştı ki Bir göz fırlamış başından düşmana bakıyordu Parçalanmış bir gırtlak Allah Allah diyordu Kanlar içinde bir ayak düşman üstüne yürürken Tetikte kopmuş bir parmak Hâlâ mermi sıkıyordu. Denizden, karadan, havadan saldıran bir medeniyet Yer gök kan olmuş, yer gök et İşte Batı İşte insanlık denilen vahşet. Toplanıp gelse ne yazar medeniyetin ordusu Çanakkale dardır, bilinmez mi geçilmez Hiç olmamıştır ki kuzuların ölmekten korkusu Türkler vatan için can vermekten çekinmez. Her neferinde memleket kadar büyük bir yürek Her yürekte memleketten büyük iman var Nasıl geçilebilir böyle kınalı başlardan, Etten, kemikten bir duvar? Geçemediler Geçemeyecekler Ne imanı hesapladılar Ne akacak kanı Bilemediler ki hiçbir Türk Ölmeden bırakmaz vatanı. Bırakmadı kınalı kuzu ’Vurulup tertemiz alnından’ uzanıp yattı Melekler bu kuzuya Yeşil bir anahtar uzattı Açtı cennetin kapısını Oradaki şehitlere Kınalı kuzuları alkışlattı. “Kınalı kuzum, kınalı kuzum Yoluna kurban olduğum Vatana kurban olasın diye Dokuz ayda doğurduğum Ak sütüm helal ettiğim Görevini yaptı geçirtmedi düşmanı” diyordu Köyde dimdik gezen annesi Gelmiyordu geceleri sevincinden uykusu Duyulmuyordu akmayan gözyaşlarında “Olmadı kuzumun yavuklusu” diyen sesi. Turgut Uzdu |
oğlunu adamış aziz vatana
kurban diye kına yakmış hasana
vatan aşkı yüreğinde kor hele.
diyor muhabbetlerimi yolluyorum.