Karanfil büyüttüm sana avuçlarımda/Ölgün bir zaman düşünüşü içimde Yürüdükçe özlemine, taşınıyorum yüreğine/ Çökük avurtlarımı teğet geçiyor rüzgâr Yaşamın salkımında çürük bir taneyim Dudaklarımda isyankâr bir ezgi Kusur arıyorum hayatın pembe döşünde Dinlenemiyorum ne yapsam aşk döşeğinde Dudaklarımda pas tutmuş asırlık kilitler Kımıltısız ve düşsel kaygılarla İçimizden gelip geçiyor mor iniltiler Sevişmeler çıkarıyoruz geri dönüşüm kutularından Dinginlik vermiyor eskisi kadar avuçlar /Acıktım kendi öykümün gramerinde Düş biriktirdim sana idrar kokan otellerde/ Tersinden tüketilen kimliksiz ömürlerin hicranındayım Karıştım çelişki seline ben aşk mazgalındayım Dargın şarkılara sürgün sevgiler uçurumunda Tetiği okşuyor çaresiz sevgililer Bağlılık yeminlerini bozmuş sayıklamalı mevsimler Sevgilerin dizginlerini tutamıyor acemi seyisler /Şaşkın düşünüşlerin girdabına çöreklendi miller Kehanet evrimlerini çözemiyor gezginler/ Kendi travmasını içer yaşarken her insan Kuşkucu içlenişlerle kazar kuyusunu İnançsız devinimlerin ufuklarını boyar yıllarca Korkulu bir gök altında meçhullere yürür Bir zamanın kervansaraylarında demlenir Çözer bir gün ölümün uçkurunu /İnsan kendinden türemiş bir yaşam baklasıdır Yandıkça kanar ve ekilir aşkın tarlalarına/ Sirenler dolmakta bir ömrün hasta odalarına Yoklamakta sızılar ufaktan narin bedenleri Yalnızlık adakları can evimizde tebessüm Şiirler yazılıyor var oluştan ölüme Uzaktan bir ney sesi duyuluyor ah Bir kadın su döküyor musalladaki bedenime Selahattin Yetgin |
saygımla..