yüreğinden tutunmuş bir kayaya gövdesini bırakmış suyun akışına bir tutam yosun sallanıyor boşlukta ...
su hızlı aksa kopacak nereye kadar sürükleneceğini bilmeden yavaş aksa, aynı hareketi yinelemekten...
ne yosun kayaya bağlanabilecek ne kaya yosundan kopabilecek ikisi de seviyor birbirini muhakkak ama belli ki bu sevgi ikisine de çok çektirecek...
uzaktan izleyenler bir ses duydular belli ki öylesine değildi bu sarılmalar anladılar, yosunla kaya ayrılık yolundalar...
hanidir olmasa da cesaretleri, bir gayret birbirlerine sımsıkı sarılıp doyasıya ağladılar ve gecenin koynundaki düşlerinde son kez birlikte uyudular...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yosun ve kaya şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yosun ve kaya şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
4 Temmuz 1952 günü 34 yaşında bir kadın, pasifik okyanusuna dalarak, cotalina adasından 30 km batsında kalan Kolifornaya doğru yüzmeye başladı Eğer başarılı olursa bunu yapan ilk kadın olacaktı Adı Florence Chadwick olan bu yüzücü Manş denizini her ikiyönde geçen ilk kadındı. O sabah su vucudu uyuşturacak kadar soğuktu baraberinde tekneleri güçlükleçekebiliyordu. Milyonlarca insan televizyonlardan onu izliyordu köpek balıkları ve dondurucu soğuğun etkisini hiçe sayark 15 saat yüzdü sonra dayanamayıp bırakmak istedi. Yakındaki bir teknede buluna annesi ve antrenörü karaya çok yaklaştıklarını ve devam etmelerini söyledilersede o sudan çıkmaya kararlıydı Azimli yüzücü Kaliforniya kıyısına yarımmil kala sudan çıkışını nedenini şöyle açıkladı Kayayı görebilseydim başarabilirdim Vazgeçmesinin sebebi ne yorgunluk ne soğuktu Tek sebeb sis yüzünden kayayı görememekti Bu hayatın bir gerçeğiydi bir şeyi başarabilmek için yaşayabilmek için gözle görülür bir hedef olmalıydı...Adil Maviş Oğuz Saygın kitabından
Kim bilir o kaya o yosunu koynunda Tutup yetiştirene kadar ne çekti Gör kaç balık içinde saklandı avlandı Ve kayaya ne güzelde bir dondu Ve şimdi kaya belki Yosunsuzluktan utanıyordu.
Çok güzel ve o kadar doğaldı ki İçindeymişim gibi oldu o denizin.
ne yosun kayaya bağlanabilecek ne kaya yosundan kopabilecek ikisi de seviyor birbirini muhakkak belli ki bu sevgi ikisine de çok çektirecek...
sevip çekmeyen var mı ki... dalgalar da kıyıya kavuşur kavuşur terk eder...her kavuşma bayram, her terkediş en büyük hicran... selam ve saygılarımla...
yağmur ve toprak gece ve ay gündüz ve güneş gibidir bağlılıları kaya ile yosunun... biribirlerine muhtaç ve sevdalılar... emeği kutluyorum yazdıran yürekle birlikte.. şiir,umut ve sevgiyle...
uzaktan izleyenler bir ses duydular yosunla kaya ayrılık yolundalar birbirlerine sımsıkı sarılıp ağladılar ve gecenin koynundaki düşlerinde son kez birlikte uyudular...
güzel bir anlatım harika bir şiir olmuş yüreğine sağlık
uzaktan izleyenler duydular yosunla kaya ayrılık yolunda birbirlerine sımsıkı sarılıp ağladılar ve gecenin koynundaki düşlerinde son kez birlikte uyudular...
Küçükcük bir benzetme bir öykü daha sonrada bir şiir olmuş dilinizde.Çok hoşuma gidiyor dostların bu tür yelpazesi.Her şeyden şiirler çıkarmsı.Kutluyorum Sayın Ak.
Yeryüzünün en hakir görülen nesnesi belkide kaya ve cinsi; Sevgi ve hissiyat adına hiçbir şey barındırmamakla itham edilmişler hep. Oysa katı ve hissiyattan yoksun olan kayalar değil bizdeki hissedemeyen yüreklerdi. Bir yosun kayada hayat buluyor, onun sevgisiyle ondan kopup gidemiyor. Kayada; görmeyen göze ve hissetmeyen yüreklere adeta işte bendeki sevgi ve hayat, görün ve sizde hissedin diyor. Kendisindeki sevgi ve hayat hissiyatını alıp ona sarılan yosunuda bırakamıyor. Kim bırakır ki kendisini seven birisini? Darısı görüpte hissedemeyenlere.
Hissedip kaleme tercüme ettiren yüreğede selam olsun. Saygılarımla...
uzaktan izleyenler duydular yosunla kaya ayrılık yolunda birbirlerine sımsıkı sarılıp ağladılar ve gecenin koynundaki düşlerinde son kez birlikte uyudular...
Güzel ve anlamlıydı dizeleriniz. Tebrik ederim. Saygı ve selamlarımla.
Karayı Görebilsem
4 Temmuz 1952 günü 34 yaşında bir kadın, pasifik okyanusuna dalarak, cotalina adasından 30 km batsında kalan Kolifornaya doğru yüzmeye başladı Eğer başarılı olursa bunu yapan ilk kadın olacaktı Adı Florence Chadwick olan bu yüzücü Manş denizini her ikiyönde geçen ilk kadındı. O sabah su vucudu uyuşturacak kadar soğuktu baraberinde tekneleri güçlükleçekebiliyordu. Milyonlarca insan televizyonlardan onu izliyordu köpek balıkları ve dondurucu soğuğun etkisini hiçe sayark 15 saat yüzdü sonra dayanamayıp bırakmak istedi. Yakındaki bir teknede buluna annesi ve antrenörü karaya çok yaklaştıklarını ve devam etmelerini söyledilersede o sudan çıkmaya kararlıydı Azimli yüzücü Kaliforniya kıyısına yarımmil kala sudan çıkışını nedenini şöyle açıkladı Kayayı görebilseydim başarabilirdim Vazgeçmesinin sebebi ne yorgunluk ne soğuktu Tek sebeb sis yüzünden kayayı görememekti Bu hayatın bir gerçeğiydi bir şeyi başarabilmek için yaşayabilmek için gözle görülür bir hedef olmalıydı...Adil Maviş Oğuz Saygın kitabından
Tebrik ederim sevgi saygı ve selamile