Y A R A * 2 *Şiirin hikayesini görmek için tıklayın "Hay seni bu yüzyıl da yaşatanların "
Ve artık Dursun yeni çıkmaya başlayan sakalının beyaza bulanmış halini tek başına görecektir.
...... S U S T U M ........
Yaş on dört Cinsiyeti erkek Boncuk mavisi gözlerinde bilinmez yorgunluk ile Hazin bir sona adımlar atılmaya başlar bilgisi haricinde Adı aslında çocuk Ama Dursun derler ona bizim köyde Tutuşturulur eline boyundan büyük bir silah Ağırlığı ile gölgesi ezilir adeta Sonrası ise belli Kara kalem ile yazılır kaderi Neymiş; Dedesinin dedesinden toprak davası Gelip bulur bizimkini Nereden bilirdi ki hayatı bir kurşuna hedefli Bahtına düşmüş bir kere tek celselik bedeli Hem kendi nefsi hemde karşısındakinin nefesi Bitti... Son bir harekete yenildi ömür dedikleri Asıl savaşı başlar hayata karşı Siner bir köşeye bilmeden işlediği cinayetin gerçeği Sağı duvar solu duvar Başını koyduğu yastık taştan mezar Ve dört tarafında yabancı cesetler Hepsi kaderin mahkum ettiği ölü yüzler Dava açılır Bir ömre değecek kadar delil toplanır günde Ve perde... Eline bulaşan kan lekesi silinmez Buna bizim köyde "gurur" deseler de Artık ölümün kapısındaki misafirliği daimi Peki değer miydi ? Peki Dursun son kurban olabilecek miydi ? Tabiki hayır... Büyüdükçe küçülen bir nesil Küçüldükçe basitleşen bir fikrin tohumları bunlar Zavallı Dursun’lar Ve zavallı Allah’ın verdiği can’a kıyanlar Mekanınız Cehennem ayaklarınızın altı ise köz Arkasında Kokusuna doyamamış bir anne yüreği Özlem ile kavrulacak dört kişilik kardeş gerçeği Ve oğlunu dava’ya kurban eden vicdanlı baba gölgesi "Sevdası ve hiç doğmamış evladının hasreti de düşer Dursun ’un bağrına Hay seni başıma saranın der sonra da" Evet 26/02/2010 10;30 eMİNE |
yüreğimizi çizen
sağlıcakla kalın