Sılam
Gurbet elde gönül yaram, sılam
Burnumda tüter tan yelinde Çaresizliğin gölgesinde Derde düşer densiz gönül Gönül ne yapsın zavallı Özlemiştir sobayı, çalkama içtiği tası Şehrin ne haddinedir silmek Gözdeki hüzünlü yaşı Koyunları kabul ediyormu acep Hâla bizim köyün ağılı Yoksa senin de mi yüreğin yaralı Ey gidi ata yadigarı Vakti gelmiştir artık Kavuşmanın Tezek ateşinde çay demleyip Deme vurmanın Eskiyi düşleyerek ondan ötesinde Kendini bulmanın Bahar yakındır üzülme Kaderdendir gelen, neylersin Arşa bakıp seyreyle Gökteki gizem sensin Bekir Keskin Ekim/Kasım 2009 |
Kutluyorum yazan yüregi saygılarımla..