gidiyorum
gidiyorum bir gölge gibi,
burada bırakıyorum çocuklugumu, belki resmimle çağırırsın o utangaçlığımı, arka arkaya vurursun kadhleri kadehe. belki de bir bardagın dibinde dalarsın uykuya. uyandıgında yoklugumun acısı sıkarsa boğazın, çek tetiği vur masadaki maziyi, ağlayan çocugu. hıçkırık hıçkırık dökülürse acın gözlerinde, pişmanlık dökülürse öfeyle doğan sözlerinde, yanlışlıkla dur deme durmam gidiyorum! gidiyorum bir su akıntısına kapılıp, su gidiyor ben gidiyorum. ıslak ıslak acılar bırakıyorum her hayalin yanagına, küçük ve yaralı öpüşler bırakıyorum sancımın dudagına. yeter diyerek terk ediyorum cocuklugumu. çok geç oldu gitme demek için. yabancı bakışlarda vurgun yemiş gibi titriyorum. geldiğim noktada hatırlıyorum geride kalan benleri. ve unutamıyorum yüreğime saplanan hançeri, istemediğim renksiz adımlarla gidiyorum. vedat yıldırım |
DİP NOT; herşey kafiye değildir zaten =)