GELİŞİNE.. Aslında Hiç Gelmeyişine!...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın …………………………………………….On yedinin ve sonra yirmi yedinin üstüne
’BAKMAYIŞINI MI’ .. Neyi unuttum ki… Beklenmedik bir anda karşıma çıkıp, Aklımı başımdan alışını mı.. Yalnızlık üzerime çöktüğünde, Gökyüzüme süzülüşünü mü.. Mahzun bir eda takınıp, O içten bakışını mı.. Yoksa hiç bakmayışını mı? Neyi unuttum ki… Ilık bir kan yürürken beynime, Nabzım yüz elliyi vururken, Bana doğru yürüyüşünü mü.. Hava karanlığa bel bağlarken, Ufkuma doğru yönelişini mi.. Ansızın iliklerime işleyip, Yüreğime doğru gelişini mi.. Yoksa hiç gelmeyişini mi? Neyi unuttum ki.. Akşamları güneş batarken, O loş ışıklar geceyi aydınlatırken, Ben buğulu, gözlerle denizi izlerken, Ve Ezanlar semaları süslerken.. Yeniden hücrelerime doğuşunu mu.. Binlerce pişmanlığı yüzüne takınıp, Bana geriye dönüşünü mü.. Yoksa hiç dönmeyişini mi? Neyi unuttum ki.. Herkese sevgi dağıtıp, İçten gülerken, Bana gülmeyişini mi.. Herkesi anlayışla dinlerken, Beni dinlemeyişini mi.. Yüreğimi sonsuz yakışını mı.. O alaycı, inciten bakışını mı.. Ve yavaş yavaş derinden, Bir zehrin damarlarıma akışını mı.. Neyi unuttum ki? Gülüşünü mü? Bakışını mı? Yoksa hiç bakmayışını mı?... ... 2001 Ağustos, Mürsel Emre Doğan .......………………….…………...…...Seninle karşılaşmak, benim için bir düştü. .......…………………..…………..…...Bak, duam kabul oldu; avuçlarıma düştü! ………………..ÖN SİTEM….............. Sen de göreceksin ki baki değilmiş dünya! Pişmanlık duyacaksın, derinden yaktığına. Vicdanın sarsılacak, bu merhemsiz yaraya! Kahrolacaksın, beni böyle bıraktığına!… ...............ANLAMAYIŞINA.................. Umutlarımı bir bir ,ellerinle yolarak; Terk edip de gidince yüreğimi ölüme, Çaresizliği alıp, kederlerle dolarak; Sessizliği dost bilip yüklemiştim gönlüme. Hatırlar mısın bilmem ,rüzgar esen bir günde, ‘Git, derdini taşlara anlat’ dediğin ‘ân’ı. Bil ki o acı hâlâ, durur aynı yerinde, Yıllar eskitemedi, gözlerimde hüsranı. Anlatamadım sana ,sensizlik korkusunu. Bir riya ikliminde, beni gezgin zannettin. Kaygısızca söyledin:His yanılgısıdır bu! Ah sevdiğim, bilmeden;hiç dinlemeden gittin! Bilemezsin kuşların, nasıl vurulduğunu! Bilemezsin firakın, keskin soğukluğunu! Bilemezsin kalbimin, artık yorulduğunu! Bilemezsin umudun, bedbin solukluğunu! Hayallerime siyah bir rengi akıtarak, Emeller ülkesini yıkıp da talan ettin! Ömrüme silinmeyen hüzünleri katarak, Yalnızlığa bırakıp, sevgimi ziyan ettin! Bir çok soru cevapsız, asılıdır beynimde. Neden bir kere olsun, dinlemedin ki beni. Hicranın bunca yıldır çıban gibi koynumda. Yoksa çok sonradan mı farkettin sevdiğini. Anladım bu sevdanın müptelası olmuşum. Soruyorum kendime :Sular terse akar mı! Gamzelerinde durmuş,gülüşünde solmuşum. Bir sevda hiç duraksız, böyle derin yakar mı! Geçmiş geleceğine bir yön verir insanın, Kim demiş unutmayan önünü görmez diye. Kıymeti kalmamış mı ahde sadık olanın, Vefa kuluna Hak’tan ne güzel bir hediye. Bilemezsin volkanı, bir yürek nasıl saklar! Bilemezsin dağların, nasıl delindiğini! Bilemezsin güneşi, nasıl bekler ufuklar! Bilemezsin uykunun, nasıl bölündüğünü! ...............VE GELİŞİNE (?)................... Hatrımdan çıkaramam asla yaşananları, Sende kaybettiğimi ,yalnızca ben bilirim. Ah bir defa görseydin, içimde koşanları! Yollar tükense de ben , yine sana gelirim. Yıllar akıp geçse de, geldin ya sağolasın! Varlığından haberdar olmak bile ne güzel. Dilerim ki Rabbimden mutlulukla dolasın. Ruhuma uzanıyor, bak sonsuzluktan bir el. Bütün sabahlar hayra uyandırsın hep seni. Günün tüm güzelliği yüzüne doğru vursun. Melekler tutuversin, o narin ellerini. Çocuk masumiyeti ,gelip kalbinde dursun . Bilemezsin sesinin, ürperten yokluğunu! Bilemezsin içimin, nasıl da yandığını! Bilemezsin yaktığın korun büyüklüğünü! Bilemezsin bedenin, nasıl dayandığını! Derler ya; dert söyletir , sevda da ağlatırmış. Bekleyen ne kaybeder, kazanır mı dönmeyen? Bir aşk yüreği ancak bu kadar kanatırmış! Nasıl bir yanardağ bu, ateşi hiç sönmeyen. Artık sana şiirler ,yazmayacaktım oysa! Ne yapsam da olmadı,sözümü tutamadım. Razıyım bu halime! Eğer kaderim buysa. Bir çok şeyi unuttum , seni unutamadım! Bilirim, gidişine; gelişin, bahanedir. Ne kadar istesen de benimle kalamazsın! Tamir etmeye kalkma, bu gönül viranedir. Şimdi sen de bu derde, bir deva bulamazsın!... ………………………………………........... mürsel emre doğan ...4 Şubat 2010 ,İstanbul( Sancaktepe) ...............................(Fotoğrafta görülen yer ,Çanakkale Boğazı.. 3 Ağustos 2007 ..güneş batarken...) |
kırık çerçeveli acı bir kesit sunulmuş
kunduklanan yürekten.
Suflör yine hüzün..........Üstadım tek kelime ile muhteşem iki şiir...Hele girişi insanı yakıyor....
Hakkını bulmamış güzel şiirinizi kutluyorum.
Yüreğiniz susmasın.
Saygılarıml.a...
.birisi. tarafından 2/13/2010 7:11:26 PM zamanında düzenlenmiştir.