Ölüm dediğin nedir ki?
Bir sabah ansızın çektim gittim yanından.
Ardımda kocaman bir sevdaydı bıraktığım, Biliyorum. Sanma ki isteyerek di bu ayrılık. Bile bile sevdasını bırakır mı insan geride, Elimde olsa dönmezmiydim, Biliyorsun sevgilim. Biliyorsun ki ben seni Mecnunun Leylasını sevdiği kadar sevdim. Ruhum bedenimden ayrılmadan önce, Tek kelimem oldun dudaklarımda, Bir film şeridi gibi geçerken hayatım gözlerimden, Sen hayatımın en güzel yerindeydin. Sanki yer gök gürledi ben buradan giderken, Sessizliğin çığlığında bilmiyorum ben neredeydim. Ben sadece yukarıdan bakıyordum bedenime, Öylesine solgundu ki bedenim Ben bu soluk bedenden yüreğimde olan seni aldım Sanma ki bedeni olmuyanlar ağlamazlar, Sen duyduğunda gittiğimi Ben o anda bile seninleydim. Göz yaşlarına dokundum, Yüzünü okşadım, Sana sarıldım delicesine sen ağlarken. Ağlama ne olur sus dedim. Bedenimi yıkadılar önce, Musalla taşına götürdüler, Bütün dostlarım oradaydı, Sen oradaydın, ben oradaydım. Hiç bırakmadım seni hiç. Ölüm dediğin nedir ki? Ben senden hiç gitmedim, Hiç gidemedim. Hani bir akşam tatlı bir esinti vurdu tenine ya, Perde aralandı. Bir kuş kondu ya pencerene, İşte o bendim. Gökyüzüne baktığında gördüğün en güzel yıldızdım ben. Adımı her söylediğinde, Seni duyan ve bir bedende olmak isteyen bendim. Ben bir ruhta ağlayan sendim. Ben seninle ağlayıp gülen, Bedenimde ölsemde seninle yaşayandım. Ben hiç gitmedim ki! Ben hiç bitmedim ki! Ben sevgilim ben Ölmedim ki! Tuttuğun her dileğin içindeysem hala, Hala anıyorsan adımı, Sanma ki hissetmiyorum, Biliyormusun benim canım sevgilim, Ben seni burada da, Hala çok ama çok seviyorum. Ölüm dediğin nedir ki? Ben her anımda seninle doluyum, Belki de bu yüzden bir hayalet oldum Sensizlik vuracak beni, Biliyorum.... Ve ben artık her şeye elveda, Sana yeniden merhaba diyiyorum.... Gürsel Pal |