*** BİRAZ ÖZGÜRLÜK GETİRİN BANA ***
*** BİRAZ ÖZGÜRLÜK GETİRİN BANA ***
Her günüm puslu ve bulanık Bana bir güneş getirin, ne olur Etrafımı aydınlatacak, içimi ısıtacak Bir güneş getirin bana… Her gecem Zemheri karanlık Bana Bir ay getirin avuçlarınızda Gecemi ışıklandıracak yolumu gösterecek Bir ay getirin bana… Okyanusları, denizleri istemiyorum sizden Bana küçük de olsa bir göl getirin Kurumuşluğumu, susuzluğumu giderecek Bir göl getirin bana… Dostlarımı görmeyeli çok zaman oldu Nasıllar, ne yaparlar bilemem Özlemleri çok büyüdü içimde Bari resimlerini getirin bana… Toprağa ve onun kokusuna hasretim Yağmurlu bir havada gelin beni ziyarete Gelirken de yağmurla yoğrulmuş Toprak kokusu getirin bana… Hasret ırmakları kurudu akmıyor artık Özlemlerim büyüdü sığmıyor artık içime Dayanmaya gücüm kalmadı Birazda sabır getirin gelirken… Ne zamandır göremiyorum gökyüzü nü geceleri Yıldızlara da hasret kaldım Düşlerimde bile göremez oldum Birkaç tane de yıldız getirin saçlarınıza takıp… Çiçekler bahar’a hasret, ben ise çiçeklere Denizler gemilere hasret, Gemiler ise karaya Gözlerim göremediklerime, Yüreğim ise sevgiye hasret Gelirken biraz da sevgi getirin bana… Bana gelirken Belediye otobüsüne binin Sonrada vapur la geçin karşı tarafa Martılara simit atın bir yandan da Hani martılar dedim de, Eminönü ne yolunuz düşerse Güvercinleri de yemlemeyi unutmayın sakın Sonrada banliyö tireni ne binin Anlatırsınız ziyarete geldiğinizde Çünkü ben onları da çok özledim… Kuş pazarından alabildiğiniz kadar kuş alın getirin bana Gökyüzü ne salalım onları yaşayamadığım özgürlüğü Onlarda göreyim hiç değilse, Burası mahpushane Hepiniz gelin görüş gününde ne olur Ve gelirken de biraz ÖZGÜRLÜK getirin bana… Namık Salih 14 / 10 / 2009 Antalya |
*** BİRAZ ÖZGÜRLÜK GETİRİN BANA ***
Her günüm puslu ve bulanık
Bana bir güneş getirin, ne olur
Etrafımı aydınlatacak, içimi ısıtacak
Bir güneş getirin bana…
Her gecem Zemheri karanlık
Bana Bir ay getirin avuçlarınızda
Gecemi ışıklandıracak yolumu gösterecek
Bir ay getirin bana…
Okyanusları, denizleri istemiyorum sizden
Bana küçük de olsa bir göl getirin
Kurumuşluğumu, susuzluğumu giderecek
Bir göl getirin bana…
Dostlarımı görmeyeli çok zaman oldu
Nasıllar, ne yaparlar bilemem
Özlemleri çok büyüdü içimde
Bari resimlerini getirin bana…
Toprağa ve onun kokusuna hasretim
Yağmurlu bir havada gelin beni ziyarete
Gelirken de yağmurla yoğrulmuş
Toprak kokusu getirin bana…
Hasret ırmakları kurudu akmıyor artık
Özlemlerim büyüdü sığmıyor artık içime
Dayanmaya gücüm kalmadı
Birazda sabır getirin gelirken…
Ne zamandır göremiyorum gökyüzü nü geceleri
Yıldızlara da hasret kaldım
Düşlerimde bile göremez oldum
Birkaç tane de yıldız getirin saçlarınıza takıp…
Çiçekler bahar’a hasret, ben ise çiçeklere
Denizler gemilere hasret, Gemiler ise karaya
Gözlerim göremediklerime, Yüreğim ise sevgiye hasret
Gelirken biraz da sevgi getirin bana…
Bana gelirken Belediye otobüsüne binin
Sonrada vapur la geçin karşı tarafa
Martılara simit atın bir yandan da
Hani martılar dedim de,
Eminönü ne yolunuz düşerse
Güvercinleri de yemlemeyi unutmayın sakın
Sonrada banliyö tireni ne binin
Anlatırsınız ziyarete geldiğinizde
Çünkü ben onları da çok özledim…
Kuş pazarından alabildiğiniz kadar kuş alın getirin bana
Gökyüzü ne salalım onları yaşayamadığım özgürlüğü
Onlarda göreyim hiç değilse, Burası mahpushane
Hepiniz gelin görüş gününde ne olur
Ve gelirken de biraz ÖZGÜRLÜK getirin bana…
.........Dışarıda özğürlük kalmadı dost...
.........Sen içeride,biz dışarıda yanarız
.......Saygılar