DEĞİRMENGörme n’olur son halimi, aşka yatırdım dalımı, Kimisi suyundan içer, kimi götürür balımı. Onca emekle topladım, şimdi dağıtma zamanı, Sanki bir harp meydanıdır, görsen içimde talanı ! Gündüzleri emiyorum, her şeyi ince memeden, Geceleri dağıtırım, asla kimseler görmeden. Dönüyor değirmen gibi, bizim de sevda çarkımız, Ateştendir kaynağımız, budur gayrıdan farkımız . Arpa, buğday değil gelen, tek gamdır öyüttüğümüz, Uzaklardan gözükmez mi, yalım yalım tüttüğümüz ? Kalmışım bir deli düzde, harlanırım yel vurdukça, Hararetimiz artıyor, dalga dalga savruldukça... İstediğin yerden topla, ekiliyoruz dağlara, Hangi yamaca düşersek, katık olur sevdalara? Güneşin gözü tutulur, ay öksüz kalır ya bezen, Sen nereden bileceksin, hepsi bizim yüzümüzden... Açılır göğün kanadı, bulutlarla gelir sağnak, Bütün sevda çekenlere, damımız olur sığınak. Hepsi birer ateş gede, bunlar anlamazlar sudan, Kızarmış dudaklarıyla, güzeller kalkar uykudan... Sonra dururlar halaya, alevden etekleriyle, Kıvılcımlar savururlar, raks ederek elleriyle... Gamını koyup heybene, bir gün sen de çıkıp gelsen, Biz öğütsek değirmende, sen de oturup elesen. Hayat bir incecik elek, döndürüyor çarkıfelek, Hararet olsa da hazzı, karşılıyoruz gülerek... Hayrettin YAZICI |
Selam ve saygıyla.