BEKLİYORUMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yıllar yıllar önceydi. O vakitler bekârdım, bir kız vardı yukarı mahalleden. Hangi sokakta oturduğunu, evlerinin nerede olduğunu merak ederdim ama utanırdım da, sanki gizli bir suç işliyormuşum, görenler olur da, yanlış anlaşılırım diye peşine takılamazdım. O kızı her gün aynı saatlerde bizim durakta görürdüm. Hangi durakta iniyor acaba bu kız deyip, onun indiği durağı öğrendim ve sabahları o duraktan otobüse binmeye başladım.Onu beklerken, otobüs gelir geçer, ben o gelecek diye durakta beklemeye devam ederdim. Aynı otobüsteyken ona kaçamak gözlerle bakarken terlerdim, yüzümün yandığını hissederdim. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi şiddetle atardı. O, sabah mahmurluğuyla esnerken ben ona bakardım. Kendi kendime ’’Yine uyuyamamış’’ derdim.
Onun saçları uzundu, ben saçlarındaki tokaya bakardım. ’’Bir toka kadar olamadım, saçlarına ne de güzel yakışıyor.’’ derdim. Kendi iç sesimle derdim, o duymazdı. O ne vakit geç kalsa otobüse, beni tek başıma durakta otobüs beklerken görürdü. Ben, o şimdi bu durağa gelecek diye erken çıkardım evden. O bilmezdi. Ona bu gidiş gelişlerde tebessüm ederdim. Önce göz göze gelirdik, sonra ben ona tebessüm ederdim. O da tebessüm ettiğinde o vakit dünyanın en mesut insanı bendim. Onunla hiç konuşmazdım. Sadece bakışırdık. Onunla aylarca otobüs yolculuğu yaptım. O bana bakarken ben utanır, gözlerimi ondan kaçırırdım. Hissedecek de ayıp olacak ilgimi bilecek diye. Ben utanırdım hep. Elim terlerdi, yüzüme ateş basardı. O bana ne vakit baksa, kalbime ılık ılık bir şeyler akardı. Sonra bir gün oldu ki; otobüse binmedi. Otobüsler geldi, geçti, o yoktu durakta. ’’Hasta mı oldu acaba? Neden gelmez bu kız?’’ dedim. Bir daha da o durağa hiç gelmedi. Ne yapıp edip, öğrendim neden gelmediğini. O, yukarı mahalleden taşınmıştı ailesiyle. Ben, bir daha o duraktan otobüse binmedim. İşte bu duygularla aşağıdaki şiirimi yazdım, tabi yıllar sonra yazdım bu şiiri. O, hiç bir zaman aynı durağa gelmeyecek. Bunu bilmek ne acı. Sonra ben Ankara’dan, Yenimahalle ilçesinden ayrıldım. Sonra Ankara’yı da terk ettim. O sıcacık ve çok içten tebessüm ederdi. Ama bir kez olsun konuşamadık. Bir kez olsun, selam dahi veremedik birbirimize. Bir kez olsun yan yana yürüyemedik. Bir kez olsun aynı otobüste yan yana oturamadık. Ama çok kereler tebessüm ettik birbirimize. Bu mutluluk yıllar geçse dahi hep devam etti bende. Hüzünlendim tabi, ama bendeki o izi, o mutlulukla tebessüm eden bakışı hâlâ gözlerimin önündedir. Bekliyorum Bir otobüs durağında Bekler gibi. Karnı acıkan bir bebeğin Vakitsiz ve hesapsız saatlerde Sabırsızca anasını beklediği gibi. Beklemeyi bekliyorum Derdimi yine de seviyorum Gelmeyeceksin Biliyorum… Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 27/03/2009-Isparta |
Bazen sadece bir bakış ya da içten sıcacık bir tebessüm bile yetiyormuş yürekleri yakmaya.
Ne kadar masummuş, belki unutulmaz oluşları bu yüzdendir.
Bazen ses eklendiği zaman böyle eski tarihte yazılmış güzel şiirleri okuma fırsatı buluyor insan.
Çok duygusal bir anlatımdı. Kutlarım
Selamlar, saygılar