bir serap görmeli aşk acısı çeken tarafım
inandırmalı gölgemi kapılara
kıbleye çömelmiş arzunun şiir defteri ve sonra öpülmeli yeniden büyülü ezginin ince dudakları varasım gelir bir ömür derin uykuya doğmuşluğuma bir ebe şahit dlinde sözcük olmayan gövdeye göveren dilsiz kan revan içinde ay parçası an nem yoksunluk taşıdım ipek şalvarından tutuşmuş bir merdiven çıktığım katı yangınlar besleyen beyaz gülüşler kaldıran güvercindin şimdi hangi yeldesin öksüren bir kuruluk teğet geçer gözlerimden ağladığıma bir dere inansın artık yoksa pul olup balık sırtında aşk ile ömrü koyaklarda aynasına tutacağım başım dikleşen sancılara kaya ve tuz yarayı derinden işeyen ilk tanışıklığım dudaklarımda o kanlı taş borcuna sadık öpmekten bir açlığı derinden incelesin korkak bir sululuk gözleri tozlu camlara adını çizmiş yağmur damlası ilmekler atan bir büyücü kasesinde donmuşum erimek için dudaklarını bastır mühr ile kınnaplanmış kalbime bir gül açsın kitapsız yüzüm ey divan soylu çocuğunu giydir yeniden menekşe toplayan çiğdem yok artık omuzumda sesinde durmayı öğrenmeliyim uzun soluktan inmeyi kuyulara çenemde yorgun kısraklar emdiğim rüzgar az demin esti burdan dört nala kalkışmalar vahşi bir hayvan huylanıp durur incinip oyundan cayan suratım bir avuç suya yalvarıp dudağım üstüne etmeli yemin artık : sütü kesilmiş kuşkular Hüseyin Bozkurt |
doğmuşluğuma bir ebe şahit
dlinde sözcük olmayan
gövdeye göveren dilsiz
kan revan içinde ay parçası"
saygılar güçlü kalem..