ÖKSÜZ ÇOCUK (Hikâye Şiir)
Bir ocak sabahı erkenden,
Evden çıkıp işe giderken. Bir çocuk oturuyordu köşe başında, Hemen hemen desem, on bir, on iki yaşında. Solgundu benzi, morarmıştı yüzü. Yanına koştum görünce öksüzü. Titriyordu yuvadan düşmüş bir kuş gibi. Etrafta, alabildiğince tipi... Beni görünce büzüldü iyiden iyiye. Gözüm ilişti üstündeki elbiseye. Belli ki hasretti sıcak bir yuvaya, sıcak bir çorbaya. Dedim; — Gel götüreyim seni bizim fukara yuvaya. Sanki bir kuş gibi uçacaktı o an, Nasıl dayanırdı bu acıya, bu can. Uzun bir süre yürüdükten sonra dar sokaklarda, Nihayet gözüktü bizim yuva karşıda. Geldik dedim bizim fakirhaneye. Dedi; —Amca bu kadar zahmet neye? Dedim; —Zahmet değil bu, bana bir vazife. —Neyse, hoş geldin bizim fakirhaneye... Mutluydu, gözleri parlıyordu sevinçten, Hayat onun için başlayacaktı yeniden. Ellerimi öpmek için sarıldı, Kalbîm o an, sanki içten yarıldı. Okşadım o ipek saçlarını. Dikti bana bakışlarını. Dedi ki; —Her kimse yapmaz, senin bu yaptığını, —Sende duydum ilk defa baba sıcaklığını. İçimi mutluluk sardı o an. Dedim ki; —Senin hâline, yanmaz hangi insan... Artık yeni bir sabah başlıyordu, O mutluydu, ben mutluydum. Kalplerimiz, mutluluk için çarpıyordu. 12.01.1981 Erman Ulusoy Lüleburgaz |