SİYAH ÇARŞAFLARA SARILI BİR ÜTOPYADA BİR KADIN AĞLARYönsüzleşir kırmızıya geçerken rüzgârlar Her saatin yüreğine vuran lal yaşamlar susar bir gün Pusular dehlizlerin dibine düşen kelimeleri tutuşturur ansızın Bir secdeye düşer uzak şehirlerin leylak kokuşlu hüzünleri Manşet atılır artık kalplerin uçuk baharlarda ki gizli lehçesine Kavgalar başlar derin sükûnetlere açılan pencerelerde İki kalbin kanatlarını da kırar şüpheler sancılarda ki soluşlarla Ve vazgeçilmezliği zordur müptelası olunan hayal denizlerinin Kulaçsız bir enginde boğulur bir yakamoz saklıda Kaybederken ışıltısı kalmış üç beş günlük bir terk ediş başlar. Sustuğun kadar alevdir lavlar canında Ustura bir sevdada cam kırıklarıyla dolu yalanlar fırtınalarda savrulur. Dantel kokulu ihanetler hep ağlatır bebekleri Bir mahyadır yüreklere asılan bundan sonra Kanına karışır sol sızının üzerinde intikam yazılı kinden harfler Akordu bozulmuş bir acı avuçlarda çırpınır soluksuz Bir gitarın nağmelerinde duyulur satılık ayrılık şarkıları ezberli Yediveren bir yolculuk yudumlarsın son viyadükte bir haykırışın özlemiyle Bir Eliftir ağlayan gökteki bir yıldızla Züleyhasına Sadece hisset diye başlayan Merhabaların sonu öldüğü yerde bir firardır. Oysa her ihanet müebbetlik bir davadır infazı kesilmiş. Bir saklambaç oyununda kendine kuytu ölümler arayan Islak yosun kokulu mor nefesli adamların iniltileri duyulur. Hiç bilemezler her vebal bir cinnettir ödenmedikçe Siyah çarşaflara sarılı ütopya da bir kadın ağlar ötelerde Cehennem bir sır değildir can yakan masallarda Titrese de minicik kuşlar hicreti bir kitapta saklı Bedeller vurur meçhul bir yolculukta mahşerin yangınıyla Bilir mi? Yirmi beşinci saatte sevenlerle sevişenler On üçüncü ayda nunla beklemeyi bir korda Günahlar yine kendi içinde sızılı kalabalık öznelerde çoğalır. Gün gelir sahibine hak ettiği acıyı paylaştırır. Bir kadın ağlar... |
bu dizeyi alıp da yüreğimde sakladım arkadaşım...
iznin olursa tabii...
tebrikler saygılarımı sunuyorum.