suskun kalırdım
Az çok hatırlıyorum
Çocuksu yanımın bir tren rayı altında Kaldığını O zamanlar sen Daha güzel bir kadındın. Rüzgârın hızına yetişemediği Güneşin ise doğarken kıskandığı Bir güzelliktin. Şamdan gibi asılı durması istenen Yaldızlı bir kumaştın. Çocuksu düşlerimle gelirdim sana Her defasında. Açtım, açıktım oysa Hani bir dilim ekmek parası bile yoktu Cebimde. Gözlerinde acınası bakışlar takılır kalırdı Suskun kalırdım. Yutkunurdum. Sokaklarında adımlarken incinmesin diye Tenin, ürkmesin diye düşlerin Parmak uçlarımda gezerdim. Penceren doğan ayı izlerken senin kahkahalarınla Hıçkırıklarım kaybolurdu karanlıkta. Ağlardım. Suskun kalırdım. Yutkunurdum. Düşsem peşine gölgenin Gölgende öfke dolu sözler olurdu. Üstü başı yırtık Sokak çocuğuydum. Sen bir ayinin kutsal oyuncusuydun. Kirlenmiş kağıtların karasıydım Kaybolmayı öğrendim sonra Suskun kalırdım. Yutkunurdum. Lanetlenmişliğe, lanetler okuyarak Geri dönerdim sokaklarını. O zamanlar hatırlıyorum. Masum çocuksu yanımın küstah Bir aşağılanmaya kurban gittiğini. Sokaklar bana alıştı, ben azarlanmaya. Suskun kalırdım. Yutkunurdum. Sen bilirdim ki Tanrı’nın bile sevdiği kuldun. Sıcak yatağında baharlar bulurdun. Lanetlenmişliğe, lanetler okurdum. Hayatın tam ortasında durup çocukluğumu alnından vururdum. Suskun kalırdım. Yutkunurdum. M.S./2010 Kahramanmaraş |
Tenin, ürkmesin diye düşlerin
Parmak uçlarımda gezerdim.
Penceren doğan ayı izlerken senin kahkahalarınla
Hıçkırıklarım kaybolurdu karanlıkta.
Ağlardım. emeğine sağlık çok iyi yazıların içten