DELİ,Yaşı gelmiş geçiyor kemale ermiş belli, Kırk dokuz mu deseydim, yoksa desem mi elli, Yaşa başa bakmadan kıvırtıp ta dururken, Dansöze taş çıkartır oynarken çiftetelli. Mercedes arabası ve konforlu masası, Gün doğmadan dolmaya başlıyorken kasası, O da zamana uyup kıvırtıp da dururken, Koltuğa yapışanın kalır mı ki tasası. Sen aç mısın tok musun kimin ola derdine, Seçim anına kadar keser yontar kendine, O da zamana uymuş kıvırtıp da dururken, Bir gün ilaç oldu mu ülkenin tek ferdine. Kaderi mi bilmem ki bulur yolacak kazı, Çoğu bulmuş bir kere aklından geçmez azı, O da zamana uymuş kıvırtıp da dururken, Para görmeye görsün unuturlar namazı. Ne söylesen ne fayda dini imanı para, Düşmeden ellerine çare kendinde ara, Onlar zamana uymuş kıvırtıp da dururken, Doğmuşsun ya bir kere talih gün be gün kara. Peş peşe takılmışlar oynuyorlar lambada, Cin mi olmuşlar ne! Saklanmışlar lâmba’da, Seçim zamanlarında çıkıyorlar ortaya, Oryantal ne ki ona, esas hüner samba’da. Belki bu da kendimce farklı bakış açısı, Uğursuzların kime aksetmedi acısı, Onlar zamana uymuş kıvırtıp da dururken, Ülke yolgeçen hanı bize alır sancısı. Fakire çıkar yol yok, nasıl olsa böylede, Cep delik cepken delik dolmuyor ki öylede, Onlar zamana uymuş kıvırtıp da dururken, Bir ‘’one minute’’ da bizden, şöyle içten söyle beee!... EKREM KAZAN . |