Hz. Musa Ağlıyor…Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ON EMİR
Musa İslamiyet’e göre peygamberdir. Tevrat’ın Allah tarafından Musa’ya indirildiğine inanılır. Sina yarımadasında, Eymen vadisinde, Tur dağında kavmine "on emir" adı altında Allah’ın şeriatını bildirdiğine inanılır. On Emir Musa’ya Sina Dağı’nda Tanrı tarafından 2 taş tablet üzerinde verildiği söylenen bir dizi dini ve ahlaki yaptırımlardır. Emirler, Tevrat Çıkış (Exodus) / Bap 20’de yer almaktadırlar: 1. Karşımda başka ilahların olmayacak. 2. Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın yahut aşağıda yerde olanın yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin. 3. Yehova’ın Rab’in ismini boş yere ağza almayacaksın. 4. Sebt gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün Allah’ın Rab’e Sebttir. Sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı. 5. Babana ve anana hürmet edeceksin. 6. KATLETMEYECEKSİN. 7. Zina etmeyeceksin. 8. Çalmayacaksın. 9. Komşuna karşı yalan şahadet etmeyeceksin. 10. Komşunun evine tama etmeyeceksin, komşunun karısına yahut kölesine yahut cariyesine yahut öküzüne yahut eşeğine yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin. Kuran’da 10 Emir nasıl geçiyor? Evamir-i Aşere de denilen 10 emir, Kuran’da Bakara suresi 83 ve 84. ayetlerde anlatılır: 83. ayet: "Bir vakit İsrail oğullarından söz alıp: ’Allah’tan başkasına ibadet etmeyin. Anaya babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara güzel muamele edin, insanlara tatlı söz söyleyin, namazı hakkıyla eda edin, zekâtı verin" demiştik. Sonra pek azınız hariç sözünüzden döndünüz. Hala da yüz çevirmektesiniz." 84. ayet: "Hani sizden, birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi ülkenizden çıkarmayın diye söz almıştık, siz de bunu kabul etmiştiniz. Buna siz de şahitlik edersiniz." ................................................( Gözyaşını tutamadı ) Filistin de çocuklara, yüksek duvarlar ördükçe, Aç bebeği gören Musa, lokmasını yutamadı. Gözlerini kan bürümüş, tebaasını gördükçe, Hüngür hüngür ağladı da, gözyaşını tutamadı. * Bunca zülüm bunca keder, yeter dedi artık yeter, Firavun’un ve Hitler’in, yaptığından daha beter, Bunca kadın bunca çocuk, heder oluyorken heder, Dedi de Rabbine döndü, gözyaşını tutamadı. * Dedi ki tüm hiddetiyle, Kızıl deniz yarılmasa, Yoldan çıkmışsa tebaam, dedim keşke kurtulmasa, On emirden ‘’katletmeyin’’ demedi mi size Musa, Dedi de Rabbine döndü, gözyaşını tutamadı. * Yüz karası bu toplumdan, utanmamak elde miydi? Bu nasıl bir vicdandır ki, bulunmayan yerde miydi? Kolunu kırdığın çocuk, sizden daha erdemliydi, Dedi de Rabbine döndü, gözyaşını tutamadı. * Bunca emek verdim dedi, imanınız şimdi nerde, Sina’dan karşı yakada, kalmış geldiğiniz yerde, Taş tabletlerin altında, kalınız şeytani şerde, Dedi de Rabbine döndü, gözyaşını tutamadı. * İmanından vazgeçilip, böyle hıyanet olur mu? Firavundan kurtulup da, rabbe ihanet olur mu? Çoluk çocuk ve bebeğe, böyle kıyamet olur mu? Dedi de Rabbine döndü, gözyaşını tutamadı. * Allahın on emridir bu, karşımdayken demedim mi? Koruyup kollayan olun, yaşadıkça demedim mi? İçinden şeytanı atıp, def edin de demedim mi? Dedi de Rabbine döndü, gözyaşını tutamadı. * Zulmeden böyle hainler, toprak içinde karılsın, Asayı vurdu da yere, yarılsın toprak yarılsın, Yoldan çıkmış İbrani’ler, ateşlerine sarılsın, Dedi de Rabbine döndü, gözyaşını tutamadı. Ekrem KAZAN |
EMEĞİNİZE SAĞLIK
SEVGİ SELM VE EN KALBİ MUHABBETLER YOLLUYORUM