BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN
İki yıldan bu yana yazmakta olduğum ve geçen Ağustos’da bitirdiğim 78 kuşağının yaşamından bir kesit ve özellikle de 12 Eylül Askeri darbe dönemini anlatan şiir tekniği ile yazılmış bu romanımın bir kısmını tefrikalar halinde sizlerin beğenisine ve eleştirilerine sunmak istiyorum. Yaşı uygun olanlar o günleri hatırlamış olur, bilmeyenler de öğrenmiş olur...
BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN Şşşşiitt, sesiyle geldi kendine bakındı ötesine berisine bu ses yabancı değildi öne doğru eğildi gördü ki hiç kimse değil kendi gölgesiydi ona böyle seslenen. En umutsuz anında can katar gibi canına ses veren. Durdu, düşündü o an, insan, insan olduğu andan bu ses miydi acep ilk duyduğu insandan? Hatırladın mı beni yıllar, yıllar önce seni bir tramvay durağında gençliğinin ilk çağında durdurup konuşmuştum doğrusu, artık benimle dost olup ikrar verip konuşacağını sanmıştım. Hatırladım, dedi Seyit balcı’nın oğlu Seyit biraz da utanarak gölgesine bakarak ve o an gölgesini kaybetmemek için gözlerini gökyüzüne dikti güneşin bol olduğu bir noktaya gitti. Siz farkında olmasanız da, dedi gölge yıllarca izledim dinledim sizi yani ikinizi Kimlerden söz ediyorsun? Senden ve benden başka kim var burada? dedi balcı’nın oğlu Seyit Bunca yıldır anlamamışsın farkına varmamışsın dedi gölge Senin diğer eşinden parçalanmış kişiliğinden söz ediyorum Bak bana, bir taneyim işte içim dışım bir benim neysem o’yum Hiç değişmedim gümüşe altına suya toprağa da düşsem değişmez benim rengim yani demem o ki efendim, sen kendi içinde ikiye bölünmüşsün bence ve bu yüzdendir ki mutsuzluğu hak ettiğini sanıyorsun kendince ve bu yüzdendir ki tutunamadın bir dala devam edemedin kavgaya öyle değil mi ama? Ne işin vardı senin yıllarca karşısında direndiğin bu Kapitalist sistemin sıcak kuş tüyü yatağında ve de rezaletler batağında? Henüz yeni açıldı dilim, güneşli günlerdeki arkadaşım balcı’nın oğlu Seyit’im. Daha neler neler anlatacağım seni sonuna kadar eleştirip yoracağım. Sırası geldiğinde haklı olduğum yerde yerden yere vuracağım. Alınmadan, darılmadan yok olmadan beni dinleyecek kendinle hesaplaşacaksın geç olmadan. Çünkü, anlatılacak olan senin hikayendir bu hikaye tekmili birden Balcı’nın oğlu Seyit’indir. Bu memleketin ahvali tam da senden sorulur Seyit. aynı hikayenin içindesiniz ne sen onsuz ne o sensiz sen ve memleket birsiniz etle tırnak gibisiniz günahıyla sevabıyla bu memleket bu millet bu illet senindir senin eserindir. konuştukça dertleştikçe gördükçe anlayacaksın dünü, bugünü ve yarını. bu dün bu bugün bu yarın senindir milletinindir memleketinindir. Her insan ülkesinin ve tarihinin bir parçasıdır senin olduğun gibi. Gel istersen üşenmezsen bir yolculuğa çıkalım seninle hesaplaşalım önce geçmişle oturalım gelecekle Var mısın? Geçmişle hesaplaşmaya kararlı mısın? Bak, anlatayım sana her şeyi döneyim elli yıl öncesine köyüne gençliğine Sen sadece kulak ver ve dinle çünkü bu uzun bir hikaye... DEVAM EDECEK... |