MAPUSBir avuç gökyüzü Boynunda darağacının ilmeği Alamıyor nefes daralıyor Taş duvarlar etrafında kıramıyor zincirlerini Demir kapılar açılmaz vuruldu kilitler Anladı ki mahpus damları mezardan beter Bir bir unutur sevdikleri gelmez olur Adı çıkmıştır katile caniye Sordular mı derdini kederini Derman olmaya çalıştılar mı acılarına Daha on atlısında verdiler itin birine İmam nikâhı ile sorgusuz Evde bir boğaz eksilsin diye “Ah be babam kurban ettin beni Anamın gözyaşları ile “ der ağlardı Gelinlik adıyla kefenlere sardılar Oysa daha on atlısındaydı Hayalleri beklide umutları vardı Hiçe sayarak Hepsini elinden aldılar Cehaletin prangaları beyinlerde İki de çocuk yaptı bilinçsizce Daha kendisi çocuktu oysa ki Çocuklarınla büyürsün derdi anası Bir el uzatanı yoktu O kadar yalnızdı ki şimdi olduğu gibi Zindanlarda dört duvar arasında Erimekte günahkar damgası yemiş O körpecik bedeni Ruhu Onu çoktan yitirmişti Hep suçlandı, itildi, kakıldı Yoktu nasılsın diyeni Neredeydi şimdi acıyarak bakanlar Vah, vah diyenler o zaman neredeydi Dayaklardan uyuyamadığı gecelerde Koca diyerek her şeye rağmen Saygı duyduğu o it soyu Bir içki masası uğruna satmaya kalktığında neredeydiniz söyleyin Ona kalan sadece namusuydu Onu da satmasına izin vermedi Sapladı bıçağı rastgele “öldürdüm öldürdüm o piçi öldürdüm Namusumu kurban etmedim kendim gibi etmedim” Kendi pis kanında boğdu onu Mahpusta çürüyecek olan o zavallı Satmadı sattırmadı ve sattırmayacak Namusunu iffetini asla Sonu zindanlarda çürümek olsa da Sattırmadı sattırmadı namusunu sattırmadı ****şiirime güzel sesiyle katılan canım kızım meleğime teşekkür ederim**** |
Var ol can
Yüregine kalemine saglık
Çok saygılar çok etkilendim