döktüm tenimdeki tüm kadınlarıgeceme günleri ekledim demlendim , döktüm tenimdeki tüm kadınları kaçamak bakışları görünür ettim gözlerinde süphelerim kılınçlarını çekmiyor artık hüznümün renklerini maviyi bekler eyledim... parmaklarımın uçlarında çekiliyorum,ipe; idamını kendim imzaladığım ,kadınların gölgesinde. susmak yok artık ... tüm susuşları, katran karası gecelere ,cellat eyledim... sende kalan yarım’ın mülteci sığınmacısıyım . namludan yeni dökülen barut kokusunda erkekliğim. ve gerisi, monalisa tablosunun yarı kadın yarı erkek hali... her dökülen adımımda, ağlayan sevdamın göyaşlarını toplarım. tenime batar aynaya bırakıp gittiğin yüzün. iki nefes arası duruşta atar kalbim. tarifsiz, kederim... kendi savaşlarımı kaybederim çıkmaz sokaklarda. bozuk pusulanın caresizliğinde dalğalanırım sana. başı boş otopsi saatlerinde sevişmelerim, soguk tenimde... ulaksız toprakların güz sancısını yaşarım . gecenin alevlerinde yarı gölgeli yüzlerde. şeytani şehvetlere doğan günahlara inat, bir kadının ısırığında kanıma boğulur, seni yaşar öyle ölürüm... selçuk bozdağ/2009 gaziantep |
idamını kendim imzaladığım ,kadınların gölgesinde.
susmak yok artık ...
tüm susuşları, katran karası gecelere ,cellat eyledim...
güzeldi...