BİLİR MİSİNİZYalnız gecelerin karabasanlar gibi çöküşünü Semaya açılan ellerle dudaklardan dökülen Yüce yaradana yakarışları, yalvarışları Binlerce insan içinde yalnızlığı Yüreğin nasıl cehennem ateşlerinde kavrulduğunu Söyleyin siz bilir misiniz? Özlemin zincirleri yılan misali sarılır Yavaş yavaş sıkar boğazını nefessiz koyar Dağ tepesinde esen her rüzgârda Derin derin nefes almanın Her içine çektiğin nefeste hasretle Sevdiğinin kokusunu aramanın nasıl olduğunu Söyleyin siz bilir misiniz? Sevdiğinizin sıcaklığını aradığınızda Her sıcaklığın sahte olduğunu anladığınızda Hiç hıçkırıklara boğuldunuz mu çaresizce Sevdiğinizin adı anıldığında yutkunamayıp Boğazınızda bir düğümle konuşamadığınız odlu mu Söyleyin siz bilir misiniz? Deniz kıyısında hırçın dalgaları izlerken Kendini derin sulara bırakmayı düşündünüz mü? Deli dalgalar sizi sevdiğinize taşısın diye Gökte uçan kuşun kanadına tutunup Sevdiğinize uçmak istemenin acısını Söyleyin siz bilir misiniz? Her geçen otobüsün, uçağın ardından Buğulu gözlerle baka kaldınız mı? Ve gece tüm yalnızlıklara soyunduğunda Başınızı yastığa koyduğunuzda Bin bir hayale dalıp gözyaşlarıyla uyumayı Sadece rüyalarda sevdiğinize sarılıp koklamayı Söyleyin siz bilir misiniz? Vuslat gününün ulaşılmazlığıyla her geçen gün Yavaş yavaş erimeyi bitmeyi Özlemlerin yanar dağlarında yok olmayı Sadece gözyaşlarıyla yıkanmış Cansız resimlerle avunmayı Söyleyin siz bilir misiniz? Herkesin mutluluğu yaşadığı anlarda İçiniz kan ağlayarak karanlığa sığınmayı Doğan güneşle sevdiğinizin gelmesini beklemeyi Yürek çarparken ölü olmanın Ve derin soğuk mezarlara hapsedilmeyi Söyleyin siz evet siz bilir misiniz? |