Parmağı Ağzında Unutulmuş Bir Bebek GibiyimEy geceye kör algılarım, Ey usa sığmaz, dile yakışmaz sözlerim, Güz yelinden kırılmış dallarım, Hepinize küstüm gidiyorum!.. Ey duvarlarına keder asılmış odalarım, Acısı köreltilmiş yalnızlıklarım, Ey düşlerine kurşun sıkılmış sevdalarım, Hepinize küstüm gidiyorum!.. Ey gölgelerin ardına saklanmış kaderim, Rüzgara emanet savrulmuş saçım, İki bıçak darbesiyle kırılmış cesaretim, Hepinize küstüm gidiyorum!.. Ey karabasan çağrışımlar, Acınası olmuş insanlıklar, Ey sıgaranın külünde söndürülmüş aşklar, Dik durmayı unutmuş başlar, Hepinize küstüm gidiyorum!.. Ey çil çil altın olup toprağa gömülmüş kötülükler, Ağuyu verdikten sonra duyulan pişmanlıklar, Sözcük kuyumcusundan çalınmış iyilikler, Ey su altında vurgun yemiş güzellikler, Hepinize küstüm gidiyorum!.. Ey ustaca uzaklaştırılmış yalnızlıklar, Ey arsız denize serilmiş ağlayışlar, Bilin ki; şimdi, Uzanıyorum gün, Uzanıyorum gece oluyor zaman... Parmağı ağzında unutulmuş bir bebek gibiyim Mutlu geçiyor her an... Rukiye Çelik 17 Aralık 2009 /Ankara |
Bir nar-ı beyza idi kahır kıyılarında
D/okunaklı bir tabloydu aynasında suların...
Harika bir şiir okudum.Kelimeler özenle seçilmişti,imgeler bir başka güzeldi,duygu ve düşünceler sabahlar kadar temiz ve sular gibi berraktı.Kara bulutların güneşi gölgelediği bu buzullar gezegenine ısınamayan titrek bir yürekten dökülen dizeler olduğu her mısrasından belliydi.Zamanın fırçasına meydan okuyan şiirlerinizin devamı dileğiyle...İyiki varsınız kardaeş...