Vuslatı kim çaldı sabahımdan
Ezan vakti midir ki okunur minarelerde
Şadırvan kan ağlar, En tövbekar yanımız minber Saçlarını okşamaz akşamlar. Bir yol ki Issızlığın bittiği yerde başlar. Adımlarım çocuk sancısında Karanlığı bekler bütün yağmurlar. Hüseyni bir makam tutturur bütün Çöller Kavrulur kılıç bilenmiş eller. Tükenir en ummadığın anda tümceler İmdat imdat Diye Beklenir, anlasın öteler. Deniz mavisi saçları vardı, okyanus Yanığı dudakları Tuza hacet ne vardı Aksın bir damla suyu. Şehirler kırbaç sallıyor kaldırımlara Kaldırımlar dünkü çocuk oysa En uzun hikayeyi dinlerdi tozlu yollar Savrulup gelirdi Seher vakti bütün dilsizler. Sağırdın, duyuyordun oysa akan bunca Sıcak kanı, Kördün, ağlayarak saklıyordun Bütün yağmurları. Yağmurlar ki her nisan ayında Hüseyin makamında yağar. Vuslatı kim çaldı sabahımdan Aydınlıktı bütün fallarda yollar Ağaç arkasına saklanmış riyalar Eylül gibi mahzun, Hüzün düşer dudaklardan Hüseyni makamında ağlar Çöller ve âşıklar. Kaldırımları sökün, yüreğimden Tozlu sehpa kadar idamlık Kaç gardiyan sabah var? Zincirlerini kırın sırtlarınızdan Hüseyni makamında bu akşam Gökleri ağlatan hazan var. M.S./2009 KAHRAMANMARAŞ |