YAĞMUR KAÇAĞI GÖNLÜMNedensiz bir pamuk yumağıydım Ellerimde saçlarımda bedenimde kök salan Kıpkırmızı tomurcuktu güller İşte bütün bir hikaye böyle başlamıştı Adını bile bilmediğim o duyguya Güneşimdir diye sığındım önce Üşüyordum çünkü.. Sen çok erişkin katmerli bir güldün Bense küçücük mevsimsiz bir bahce Sana uzanmaya, sana dokunmaya cesaretim yoktu Korkulu bir goncaydım ben.. Gözlerinin rengini biliyordum sadece Yağmur kaçağı bu gönlüm İçli bir keman sesiyle uzun uzun ağladı Gözyaşlarında çiçekler Kokusunda sarhoşluğum Yakıcı sıcaklığında yasaklarım bütün korkularım eridi Yine de varla yok arasında Nesnelerin dünyasında bir imgeydim sadece Oysa zeytin karası gözlerim sonuna kadar umutlu Ellerimse ay kokulu birer yaydı On ikiden vurduğunda hedefi Sevdanın kollarında Burkalizaydı.. Kırmızıya çalan kaçamak düşleri nasılda dosttu Yar yar diye sızlandığım sevdamı dallarına astım Gönül yamacının ceylan gözlü maralı kalacaktım Kendimi dört bin parçaya bölecektim Bi parça hürriyet Bi parça toprak Bi parça şair Her defasında unutmayacaktım Hani seni aldattığımı farzet Hani çok alıngan oluşumu Hani köylülüğümü inkarım gibi farzet Farzet beni sevebileceğin umuttu Düşten öteydi unuttu Hani unutmak yoktu Yar Yalnızlığımdan utanırdım kimi zaman Sarılırdım özlemlerime, kabuslarıma sabaha kadar Peki, bu hayatın anlamı nedir sence Hiç affetmeden yaşamak mı Nefret etmek mi Kaçmak mı uzak kentlere Terleyen yüreğimi kağıt parçalarına sığdırabilmek mi Hiç gelmeyen seni beklemek mi Yar Yoksa namussuzların namus kavramını çözebilmek mi Yoksa ekmek kavgası mı Eğer öyleyse Yar Bütün servetimi sana veriyorum Çünkü hiç şakası yok üstüme çöken yalnızlığın Hani zaferlerin babaları çoktur Hani yenilgiler hep yetimdir Sen yenik düştüğümü farzet Patlat bir şarkı Yar Kırmızıya maviye boyayalım bütün evreni İşte böyle başlamıştı bütün bir hikaye Esmer güzeli kapkara gözlü bir kız varmış Kahve gözlü bir adam hiç olmamış Avuçlarımda kırık dökük aynalar kalmış sadece Yar’da kalan aşkım biraz adaletsiz Biraz da sevdalı çocuktu şaşkın Yağmur delisi bu gönlüm İçli bir keman sesiyle kırarken kırmızı kalemini Gene PERŞEMBE Gene HAZİRAN masalındaydı bu son gece |
İşte böyle başlamıştı bütün bir hikaye
Esmer güzeli kapkara gözlü bir kız varmış
Kahve gözlü bir adam hiç olmamış
Avuçlarımda kırık dökük aynalar kalmış sadece
Yar’da kalan aşkım biraz adaletsiz
Biraz da sevdalı çocuktu şaşkın
Yağmur delisi bu gönlüm
İçli bir keman sesiyle kırarken kırmızı kalemini
Gene PERŞEMBE
Gene HAZİRAN masalındaydı bu son gece.....
Şiiri okurken duygular beni alıp ötürüyor . Sanki kendime kendimden bir yol buluyorum. Mısraların uzaması da şiire bu özelliği katıyor tebrik ederim üstat saygı sevgi ve selamlarımla.