Sen De Geçeceksin Bu Şehirden
Sen de geçeceksin bu şehirden
Hiçbir kadının elde avuçta durmadığı gibi Duvarlara yansıyan kahkahalarının izlerinde Bir aşk boğulacak. Karanlık bir kuytu gibi kalacağım düşlerinde Korkacaksın dokunmaya, Solgun benizli adamlar geçecek teninden Sen uzak diyarların özlemiyle Dinmeyeceksin. Nasır bağlamış ellerin olacak güz akşamlarında Saçlarını tarayacak bir el, ruhunu okşayacak Bir meltem olmayacak belki de. Şarkılarını söylemeyecek başı yazmalı gençler Sen de geçeceksin bu şehirden Ayak izlerin silinecek başka izlerden. Sancılı sabahların olacak mı, Yoksa evhamlı akşamların Mumunu yakacak mısın, güneşin El vereceksin dualarıma Görecek misin beni, sofranda Kaldırıma düşen gölgen gezecek dudaklarımı Ağlamayacağım bu defa. Mahzun melekler olacak, başucunda Kıvrılıp oturacaksın kedi gibi soba başına Üşüyecek mi yine yüreğin Yağacak mı yağmurların. Kınalı ellerin örecek mi şafağın saçlarını Ve kim duyacak seni, Giderken erken bu çağrıyı. Yamalı gençliğini, hüzün dolu bakışlarını Dolduracak mısın valizine? Hani ola ki gerek olur, anıları alacak mısın Sen yokken korkmasınlar diye. Anne şefkatiyle okşayacak mısın dökülen Yaprakları, Takacak mısın göğsüne onlar benim Sermayemdir diye Sen de geçeceksin bu şehirden Hiçbir kadının elde avuçta durmadığı gibi Kahkahalarını da savurup dünyaya Giderken bendeki emanetini de unutma Kirden ve pastan uzak. Bir avuç gözyaşın var M.S./2009 KAHRAMANMARAŞ |